İnsanÖfkemden, Avuçlarımı sıkıyordum, Kanamasın diye avuçlarıma, Beyaz bulut parçaları doldurmuştum, Nefretinizden olsa gerek biraz kirlenmişti, Oysa ben onları gökten almıştım. Rüzgâr sessiz esmişti, Ilgaz’ın yüce dağından, Hala kar vardı Ilgaz’ın doruklarında, Nefesim harlıydı, Sesim ölüm kusuyordu, Fakat inadına memleket kokuyordu, Ciğerim Anadolu doluydu, Yine yalnızdım bu Nisan akşamında. Umutlarım bir emanetçi dükkânındaki, Raflarda tozlanmıştı. Kim bilir beklide unutmuştum, Hoş istesem de alamazdım. Makbuzu kaybolmuştu, Belkide atmıştı insan posasının biri, Kırmızı kamyonetin arka kasasına. İnsanlığına sürgün Çankırı sabahında. Düşlerim ölüm olmuş, Kefen artık belediye önünde satılıyordu, Bedenim çıplak gözümden yaşlar akmıyordu, Korkmadan gülüyordum yaşattığınız hayata, Güneş tepelerin arkasından akşam kızıllığıyla batsada, Umutlu düşlerimi doğmayacak sabahlara sakladım. Güneş yarın sabah yeniden doğacak, Kim bilir, Arkasından ılık bir bahar yağmuru yağacak, Ruhumu hoyratça ıslatacak, Bedenim teneşirde gibi tertemiz yıkayacak, Ve benim gözlerimde gökkuşağı yeniden çıkacak. İnan ki uyanacak kurumuş ağaçlar, Fırtınanın kırdığı kuru dallarda bile, Taze baharlar dolaşacak, Güller tomurcuklanacak, Rengârenk çiçekler açacak, Her yerde buram buram insanlık kokacak. Ve sen hala ölmemişsen, |
zaman durmaz.
Kutlarım