2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3792
Okunma

Biz hiç mehtaba çıkmazdık,
Ayın yorgun olduğu gecelerde,
Yarı utangaç, birazda mahsun,
Ellerimiz gözlerimizde,
Parmak aralarından bakardık,
Bakardık da baktıkça utanırdık.
Yanaklarımız kızarırdı Mehtaba bakarken.
Necati var ya o Necati, yoruldum diye,
Tanrısına yalvarmaya gitmişti,
Giderken ummanda batırmıştı gemisini,
O günden sonra dönmedi geri,
Bizse anarız hala onu Kadir geceleri,
Ya o Tanrıyı, ya da Tanrısı onu,
Ya O gelmedi, ya da O vermedi geri.
İlk o patlatırdı kahkahayı
Ayıp olur beyler bakmayın,
Baksanız da gözlerinizi fazla aralamayın.
Mehtap bize haram aysa ayıp derdi.
Derdi demesine de sonra pıt diye bir ses.
Tirbuşonda kullanmazdık biz,
Hoş ya tirbuşonla açacak şarabı da alamazdık.
Şaraplarımız daima plastik tapalı olurdu,
Bu günlerdeki sevdalar gibi. Sahi neydi o sevdalar,
Ah nerede bizdeki yanık sevdalar,
Şimdikiler iki gün sonra pıt.
Naylon tapalar gibi pıt sonra ayrılıyor şişeden.
Gün geçtikçe kaynar mantar şişeye şarap mantara,
Ben sen aşkımız misali
Bu üçlüyü ayırmak için, tirbuşon olmadan olmaz.
Bizde naylon tapaları dişlerimizle açardık,
Bizim hiç mantar tapalı şarabımızda olmadı,
Bizi bu halimizle sevecek sevdamızda,
Biz sevdik onları yaklaşamadık onlara,
Kimi zaman uzaktan kimi zaman yürekten,
Pis kokardı tenimiz mazot, benzin ve yanık yağ,
Ne ararsan yoktu bizde, berduşluğun dışında,
Ellerimiz hep karaydı, daima da yaralı
Yüreğimizi bazen benzinle bazen mazotla yıkardık,
Yazın hep yanardı kışında soğuktan donardı.
Hani arada kuruda çekerdik mehtaba yakın gecelerde.
Necati bozardı mehtabın sessizliğini,
Yapmayın beyler çekin ellerinizi,
Sonra kızdırırsınız al fularlı saten pijamalı beyleri
Bu saatten sonra mezarlık temizler bizleri…