Ah SüheylaAh Süheyla. Ben sende erguvan yüklü baharlar, Akasya kokulu mor akşamlar büyütmüştüm. Her an seni düşünüp ruhumu seninle geçirmiştim. Geçirmiştim de bir türlü anlamamıştım. Sahi neydi sendeki tılsım, Neydi sendeki sihir, Sahi neydi de ben sana kar taneleri gibi dökülmüştüm. Seni böyle çekici seni alımlı kılan neydi bir türlü anlamamıştım. Sahi sen zülâl yıldızımısında ben sana bana böyle kapılmıştım. Alımlısın çekicisin seni böyle özgün kılan nedir anlamamıştım. Sende olup bende olmayan nedir bir türlü kavrayamamıştım. Senki apartmanların sultanı, senki gökdelenlerin mimarı Senki yolsuz villaların yolsuz kahramanı, Senki 60 lık gönüllerin sevgi otağı. Ah Süheyla Naif bir dokunuşla dokunsaydım kor gibi yanan bedenine, Susuz çöllerde susamışlığı anımsatan gül pembesi zarif tenine, Bir dalaydım evreni alayı anımsatan şuh ve şehvetle bakan gözlerine. Atacağım inan ki bir gün seni gönlümün viran evine. Seni gören cennette hisseder inan ki kendini, Bir bakan bir daha bakar ince kıvrak beline, Kim atmak istemezki seni ipek saten döşeli gönül evine. Hadi söyle kimdi dokunan arzu ala kokan bedenine. Ah Süheyla. Seni görünce volkan oluyor yılların yorgunu bedenim. Sana bir dokunsaydım Allah’ıma olurdun benimm mabedim. Orhan YILMAZ. |
Susuz çöllerde susamışlığı anımsatan gül pembesi zarif tenine,
Bir dalaydım evreni alayı anımsatan şuh ve şehvetle bakan gözlerine.
Atacağım inan ki bir gün seni gönlümün viran evine.
Seni gören cennette hisseder inan ki kendini
Süheyla'nın diziyin dibinde olması dilegimle dost ellerine sağlık.
Saygılar...