Âteş-i bahârGün gelir ahdine makas değerse Benim makasım yok bil de öyle git Mazi kıvrımları boyun eğerse Akan yaşlarını sil de öyle git Eski günlerini dizip uç uca Bıçak sırtı ile kazı ağaca Düşen gazelleri sarıp ilaca Bir nefes geçmişe dal da öyle git Nisan yağmurunu doldurup tas’a Aldırış etmeden kalbinde pus’a Son defa bakarak ağaçta yas’a Bir lahzâ yanında kal da öyle git Gölgenin aksinde beslense ayna Sessizce ismini seslense ayna Kırılıp yerlerde paslansa ayna Resmini içinden al da öyle git Kıvrılıp kıvrılıp eyvallahı tut Ne bir teselli ver ne derdi avut Sarı başak gibi kurusun umut Ağlama, konuşma gül de öyle git Yalnızlık şarkısı söylesin nehâr Yollarda görünüp kaybolsun buhar Rengini dökerken âteş-i bahâr Bari gözlerimden yol da öyle git Son hatıran olsun saçının teli Alıp beni benden savursun yeli Bil ki Makberî’nin susacak dili Dil’i dilim dilim dil de öyle git Makberî – Ahmet Akkoyun….16/04/2011……21:50…İst ___________________________________________________________________ Âteş-i bahâr= kırmızı gül Dil =kalp |
Kalemin daim olsun;
saygıyla...