)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-146-)(-)(-)(
…………………………………………………………………………………………………………………………………………
Diyorlar Kahr-ı aşka düşüp sevda çekmeyen Feragat et bu sevdayı diyorlar Ben ezel nuş ettim aşk badesini Asla güç vermedim neyi diyorlar Ezeli düş oldum bir ah u zara Tecellimiz aksi bahtımız kara Eğer aşık isen maşukun ara Mecnun isen bul Leyla’yı diyorlar Ben İzni’yim şikest oldu canımız Bilmem nasıl olur serencamımız Halk içinde söylenirken namımız Şimdi gören hublar dayı diyorlar ……………………………….. AŞIK İZNİ …………………………………………………………….. 1850-1928. Yusufeli’nin Zor (şimdiki adı Esenyaka) köyünde doğdu. Asıl adı Mustafa’dır. Köyündeki Aziz Efendinin yanında hem ilk medrese eğitimini gördü. Küçük yaşlarda bağlama çalmayı öğrendi. Bir süre Aşık Keşfi’ye çıraklık yapan ve bu dönem içinde aşıklığa ve geleneğe ilişkin bilgisini pekiştiren İzni, zamanla usta bir aşık olarak yörede tanınmaya başladı. Aşık İzni, Sümmani, Berzi, ustası Keşfi, Mahiri, Cesimi gibi döneminin birçok usta aşığıyla karşılaştı. Ancak gerçekleştiği bilinen bu karşılaşmalar kaynaklara aktarılamadan yokoldu. 1. Dünya Savaşı (1914-1918) öncesi 15 yıl kadar köyünde muhtarlık yapan Aşık İzni, bu döneme ilişkin deneyimleri ve yaşadıklarını da bazı zaman şiirlerine yansıttı. »Muhtarlık Destanı«, »Çobanlık Destanı« bunlardan bazılarıdır. 1914 yılında Merzifon’un Saraycık köyüne göçen ve yaşamının sonuna dek orada kalan İzni, başta oğlu Aşık Zuhuri olmak üzere birçok aşığın yetişmesine katkıda bulundu. KAYNAK:© BeKa Sitesi ________________________________________ )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-146-)(-)(-)( Sevdalanıp aşkı yaşamayanlar Bana bu sevdadan vazgeç diyorlar Bir güzel peşinden koşamayanlar Başka güzellerden yar seç diyorlar Gönülü bırakta her dala konsun Vefasız birinin aşkından yansın Sevda diye gidip tutulan sensin Bunun için sen de hep suç diyorlar Aşk ile sevdaya düşmanız şimdi Bu dalda uzmanız başmanız şimdi Biz sevdik amma pişmanız şimdi Sakın ha tutulma hep kaç diyorlar Tutulur insanlar bilmem nesine Neler feda eder bir gülmesine Hasretle kavruldu zavallı sine Hüzünlerle doldu bakraç diyorlar Hemen sevdalanma bir bizi dinle Neler söylüyoruz dur hele anla Her gün kavgan olur deli gönülle Öyle kolay bitmez bu maç diyorlar Avlanan da olur aşk denen avda Bu kadar çileyi taşımaz gövde Daldan dala gezen bu garip sevda Her iki gönülde verkaç diyorlar Eğilmiş dalları salkım söğüdün Neler gelmiş başa koca yiğidin Lüzumsuz saygıyla dinler öğüdün Hâkka sevda başa bir taç diyorlar Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |
buğulu camlar ikinci dalyaya yakınlaşmış
kutlarım sağlıcakla kalın