Esmer Bir Gecede Zaman/sızım//uzak evlerin ışıkları, uzak yanar// gecenin bacasında, tütün kokusu saatlerin yokluğu çaldığı; zaman/sızım... sedaya kilitlenmiş dilim, şakağıma bir namlu gibi dayanmış elim, esmer kubbenin kör kandili gibi, yanan yıldızları altında, caddeyi seyrediyorum. uzaklara nasıl yakıştığını düşünürken... biliyormusun...? yüreğini..bu caddelere benzetiyorum!! üzerine basıp geçenleri boşaltmışlığın, rahatlığıyla sere serpe duruyor önümde. gözlerimin, umarsız bakışları altında, öyle duygusuz, öyle pervasız, içime harmanlanmış özlem kokulu bir öfkeyle, çıkıp basıp geçmek geliyor.. fikrimi çalmış sen deliliğimle. yüreğe hem kanat takılır da; hem de niye ipi kısa tutulur...? zul sarmış geceyi, bir zul kıyametine beni çağırıyor, har düşmüş içime, bir har alaz alaz sen yanıyor... uzak diyarların yılmaz bekçisi; sen beni esir aldın, ben geceyi... esmer gece, niye bu telaşın, neye..? ay düşmüş içime, önüm karanlık; yürüsem kendime, her yer aydınlık.... sessiz gece, niye bu sitem, neye..? sus düşmüş içime, önüm yalnızlık; dönsem kendime, tenha bir kalabalık... uzun gece, niye bu zamansızlık, neye..? an düşmüş içime, önüm durgunluk; sorsam kendime, derin bir suskunluk.... zor gece, niye bu amansızlık, neye..? sen düşmüş içime, önüm çaresizlik; gelsem kendime, ya sensizlik ,ya bensizlik... Ey benim arafta kalmışlığım!!!! kırık kadehte içtiğim, şarabım, can heder ettiren aklı ziyanım, sana kıysa, söz dinlemez yanım pazar pazar dolaştırır da seni, bir pula satarım... esmer çığlık bitti; kızıl kıyamet geldi... fikrim de volta atan yüreğim, yorgun musun..? yarı ölme vakti... Seyran Tankuş |