Tutulmuş Coğrafyam
bir pencere
ve parmaklarımın altında günden güne küçülen bir atlas bir de son cigarammış gibi elimde sıkıca tuttuğum bir kalem bir de henüz bir defterin birkaç sayfasını doldurmuş bir savaşın mağlup askerleri gibi uzayan harfler öyle okulu erken terkettiğimi ihbar eder gibi... bir başka gün artık yazmayacağım diyorum dememle bir başka sabah yeniden masamda uzuyor beyazlar... bu aralar deniz o kadar hırçınlaşmış ki artık kıyıya vuranları sayfalara dökmemek ahmaklık gibi bir şeydi benim için. ama sonra boynum diyorum boynum kireçlenmiş bir coğrafya gibi. ha tutuldu ha tutulacakmış gibi atlası küçülten bir pencereye akmaktan hergün... |
UMUT ve DOSTCA