Duvarlara Sipariş Edilen Şiir...
bir şiir düştü berikine
yüreği kavruk saçları savruk ’al beni’ dedi sakla göğsünde... (I)... bir şiir öykünsündü bu gece dökülsündü nazlı nazlı ve bir kadın mağrur gözleriyle tutuşsundu kirpiklerinden hece hece bir şiir diyorum be duvar! hani hiçbir cümlesinde çatışma çıkmamış kelimelerin kanı beynine sıçramamış üzerine kirli senaryolar bulaşmamış sallama ve fırlama biraz uyak derdi falan olmayan almış başını vurup gitmiş bir şiir Araf’ta yummuş gözünü garibim karşı yakaya bakan ve caka satan biraz da devrik uzanır gibi ç/alımlı duran üstü başı darmadağın yetimim hani şöyle Türk Dil Kurumu’na karşı gelmekten hükümlü virgülsüz noktasız ve çokca sorumsuz olmaktan muzdarip restini çekmiş bir şiir öykünsündü sadece bir kelebek konsundu "gelincik tarlası" yanağıma alıp götürsündü hasret kaldığım Munzur’a yakılsındı kınası avuçlarımıza dağların ve söylensindi yanık türküsü Hozat’ın transit geçmesindi sözcüklerin vagonu helalliği istenmesindi kamburlu lafların terlemesindi hiç sorguda suçluluk duygusu masada anadan doğma üryan yatırılan vicdan günahkâr kesilip merhamet dilemesindi Tanrı’dan (II)... desem ki senle ben artı ve eksi kutupların çekim alanına illegal giren en asi ve çılgın delisiyiz güler halimize işgal altında popülaritesini yitirmiş gözlerimiz sen bana dokunmaktan aheste revan ben de çekici kuvvetine ters düşen ve tepe takla aşağı sallanan inatçı keçi İstanbul’a meydan okurcasına Boğaz’ın bizim arka mahallemizi gözüne yan kesen bakışlarıyla gözaltı hücresinde mağdur olduğumuzu unutmuş geyik muhabbetine dalmışız ne güzel hani desem ki bu saatten sonra dışarda yağmur yağar anca s/isli bulutları tırnaklarıyla yırtarcasına susuz gövdemizi çatlatırcasına güneşin ırzına geçip toprağı budarcasına ve dudaklarımızdaki iyotu seviştirerek bir yağmur boşalır sel gibi inanmazsın ki say ki satırlardaki bu nem bu yaş fırtınalı cümlelerin genetik hali iki nokta yan yana gelmeye korkar virgül noktadan nokta ünlemden vakur bir cümlede santurlu kıyamet diğer cümlede tamburlu zelzele göbek atar ne harfler oyuncu ne de kelimeler kumarlık zar say ki üç aşağı beş yukarı tutturma ihtimali düşük olasılık kim okur kim alkış tutar bağrına basana kadar seller alıp götürür ve boğar diri diri tüm satırları ne kurtulabilirim duvar muhabbetinden ne de sen sapasağlam çıkarsın bu şiirden duydun diyelim uyandı gözlerin tanıdık yüzler dedi ki hoş geldin boşluklarda dönüp dolaştı sesin bir duvardan öbürüne çarpıp toz duman etti her yeri bir şimşek çakıldı o an yüreğinde belki bir çığlık sıcağı sıcağına can verdi elinde sonra dedin ki haydi canom güle güle unutma! hasar büyük oldu yalnız şehirler üzerimize yıkıldı ruhumuz enkaz altında göçük kaldı ne duyan oldu o kör kuytuda bizi ne de yanımıza uzanan telli duvaklı namuslu bir cümle vardı yani demem o ki üzülme! tut ki ne ben yaşıyordum varoşta dövüşürken ne de sen k/ayıptın toprakla öpüşürken Meral Gül... |