yüreğimi yüreğine kapatıp aşkı sende yeniden yazmak.dışarıda nisan yağmur içeride hiçliğin hükmü hicrana rehin bir yürek İstanbul’umda boynu bükük küçük bir kız çocuğu firara hazır bir bedenken beyaz duvaklı kağıda ağıt olup düşüyorum senli cümlelere. hacet var mıdır ki gönülcazımı açayım sana yâr? hangi yüzünü anlatayım ki özlem yanıklarımı? hangi yanını sıralayayım" seni " senden uzakta seninle yaşamanın büyüklüğünü ? yokluğun yük olup sıralanmış omuzlarımda hicranın girdabında kayıp giderken yokluğun derin bir yara kanattıkça Yusuf’un kuyusunda oluyor yüreğim. karanlık bir geceye meyletmekte küçük gözlerim. rengim dibim yokluğuna bürünürken içimde bir vuslat sandalında büyümekte kız çocuğunu Bizi biz yapan uzaklığımızı yakın eden özlemimiz değil miydi ? Anlamsız sözleri çırılçıplak bıraktık dudaklarımızda aşka kutsayan biz değil miydik ? Şimdi sus pus herşey. Kelimeleri hangi sandığa kilitledin ki sözler dile gelmez oldu yâr susuyorum susuyorsun cancağızım suç üstü yakalanmış kız çocuğu özlem adreslerde kalemini yitirdi cümleler öksüz sözler LâL küçük kız biliyordu bir gün bu özlem sevdaya gark olacak susmadan yürümek maviliğine büyümek vuslatın en koyu deminde. sesinin tazeliğinde sevdaya kondurmak senli cümlelerimi yüreğimi yüreğine kapatıp aşkı sende yeniden yazmak Karanlık kalmış İstanbul’u gece karası gözlerinin şavkında fethetmek bakır renkli bulutlara sinmiş özlem yanığı düşleri işlemek tek tek ne zaman bir yapraktan bir ter süzülse tel tel yağmak gözlerine. dünü hüznü güzü bir gece karası gözlerinde unutmak cancağızım hicranı kanamalı geceleri karanlığın kara yaşmağını senli cümlelerimle kurutmak. büyümek yüreğinin diblerinde hicrana inat vuslatı vaat etmek senli cümlelerimi mavliğine sırtlanan can sızım kağıttan gemi yapan ellerimle bir bahar çizdim gece karası gözlerinde gözlerinin en kuytu köşesinde kirpiklerinin ıslaklığına dayanamayan Boğaz"ı dibinde sorguladım varlığına yoksun göz bebeklerimi senli cümlelerim feryat-ı figandalar kuru dudak uçlarımı vurdukça Eminönü kıyılarına koşar gözlerim sakladığım yarınlarda biz ki; iki ağır yaralı iki acıklı söz dudaklarımızda kalan vuslata ayarlı iki yürek küçücük gözlerimde saklarken sana ait her şeyi yüreğini yüreğimle mühürledim cancağızım bir avuç düş ile yetinmeyi öğretirken sen yüreğime, hicranı aşk ocağı bildim senli cümlelerimde bir gül`e sararken gözlerim çeşmüm merdümüm bir renk olmaktır şimdi sözün bittiği yerde ruhum hicranın kara koynunuda İçim, dışım vuslat iken.. Gül`ler güneş`e doymadan, gece karası gözlerinle nisan yağmurlarıyla nisanın bereketiyle gel yüreğime cancağızım gordion 11/04/2011 |
Ü
K
E
M
M
E
L
D
İ