O ŞİİR-1- Bazen asil ayaklar gerekir aşk adına... Ve zamanın gözlüğüdür ayrılık ; arada olduğundan büyütür resmi, çakar alnının direğine , bir bakarsın kaderle karışık küfrettirir o sanal ama olmazsa olmaz rüyaya, realiteye, o mecburiyete... Aşk iki dillidir sevgili. Ya dua düşer peyine ya!... Kurulmuş bir saat gibi beynimde raks eder Hain bir ses devamlı kulağıma fısıldar! Bıçaklar ruhumu talan eder bağrımı Duyarım ne yazık ki! Üflersin yüzüme uzaktan Dua yok hayır da yok! Kalmamış ki bedduadan! -ll- Bazı gerçekler rüyadır hınca hınç gerçeklerin eşiğinde... Geri dönüşümsüz paganist bir acı.... İstediğin kadar sildim dersin ama o hep kayıtlıdır bir yerlerde... Ve bazı rüyalar uyanınca da devam eder ! tüm imkansızlıkların üzerine sürerek doludizgin zorlarız olabilitesini, ama olmaz yine de imkansızlık kuşları konuverir o hazin çerçeveye . Ve imkansız; aşk kavramının en acı ilacıdır, sevdaya dürülen o çıplak reçetede... Ben seni satmadım sevgili! Satamadım o bedele! Ya terk et! idi ya da... Sustum işte... Susmalıydım... Kızacaksın belki de öğrendiğinde ... Ben seni değil yaşama hakkımı sattım, i m k a n s ı z sevgili işte!.. Ama sen bana ne dersen de Ki; hakkın! Ben zaten hakkımı aldım ve almaktayım! Bir Asude uğruna ferman vermişim Yanacağımı bilerek ve ağlayarak Vakit henüz çok erken Lâkin geç de olsa geri alamam Sadece bir ışık hüzmesi olabilirim artık sana Önünde yürüyüp meşale tutamam! -lll- Bazen asil adımlar gerekir aşk adına yürümeye! Sevmek: çoktan seçmeli ama tek takıntılı kurumdur hani , yarımı bölmek gibi bütünüyle kabullenmek de zordur bazen. Bazen istemsiz lokavtlar olur iflasın eşiğine gelince. Üstünkörü, hayal meyal, metazori ve uzaklaştıkça daha da aşeren tavaflar damıtılmış korkular hortlar. Bitmeyen değil bitirilemiyen rüyadır onlar hani bir nevii... Adımların ardında, kahırların önünde el pençe divan durarak kâh bir pozun kıvrak tabında kâh bir kitap arası çiçeğindedir ya da hiç yazılamamış ’’o şiirde’’ ama gitmezler hiç bir yere...gidemezler... Anlayacağın sevgili; Ölmekle yaşamak arası kalın bir çizgi! Tek camlar soğuk alır her mevsimde Katran karası geceler gibi Aşk seremonisi de suskundur, yalnız kaldırımlar gibi kimsesiz Kalabalık sevmez bu nedenle Ve ikiden bozulmuş bir! Hiç bir zaman yetmez kendi kendine... Sapansız ve mesafe tutmaz lekeler oluşur Ellerinde, avuçlarında Yükünü taşımayan göz torbalarında Suskun avurtlarında İçinde, ciğerlerinde Sorumlusu sen olduğun suçlamalar nikahlanır üzerine. İşte o zaman, şiir tutar kalem Dolaştırır durursun onları Bildiğin ama söyleyemediğin o linç harfler üzerinde En kötüsü nedir bilir misin sevgili Yemek yandıktan sonra okursun tarifi ! Yazar üzerinde, acı bir sos gibi Hiç bir mülteci de mutlu olmaz zoraki taşındığı yerde... Şiir, en çok ne zaman lazımdır bilir misin sevgili İşte kelimelerin kifayeti tükendiğinde! -lV- Ve bazı gerçekleri de sen yamarsın rüyalara.Asılırken dünler heybene bazen gitmek gerekir işte asil adımlar eşliğinde... Gitmek kaçmak değildir asla ve kurtuluş, yeni bir reenkarnasyona. Elin koynunda pasif türkülerin kollarında post-modern bir seferdir adandığın o çarmıha. Kimliksiz yolculuk da denebilir rotasız isyancılık da... Ya da örtülemez bir açlık. Bazen asil adımlar gerekir aşk adına, dayanabildiğince. Çünkü kimse mutlu olmaz açlığın ve doymamışlığın ülkesinde. Ve kimse de mülteci olmaz doyduğu yerde. En berbatı da: Yetmezmiş gibi bu kadar ah’lar Hiç mi acımadın? Nasıl kıydın!lar Çalarken daha tamtamlar tüterken dumanlar Bilmezler ki; ateş benim içimde Dumanı da cigaram... -V- Susarsın... Bandırası sayma sayılar gibi sıfır tanımaz, tertemiz bir haldedir şimdi yaşam/ak! Derdini üfleyeceğin bir ney ya da ciğerine sokmaya uğraştığın bir kemanın bağırtısından sızar arta kalan kelamlar. Miğfersiz, kamasız, usturasız, pusulasız ve meğersiz yeknesak tüm ünlemleriyle tutukludur artık o ana dek attığın o şuh taklalar. Susarsın... Şaşırırsın sayısını ve kabalama intihardadır artık ardışık takvim rakamları. Sayamazsın kaç gecenin altında uyanır sabahlar! Ütüsüz suratlar kalır geriye o bitmez tükenmez koca bir aşk_ı mihrabtan. Aslında aşk durur yerli yerinde. Bu bir rüzgârdır ve bir tek bu rüzgâr vurur yüzünden gerisin geriye! Sana neler yazarım aslında Korku tünellerinden, ödünü alırcasına Korkunç ritüeller patlatarak Denizimi geçirip kafana boğabilirim mesela Ya da bir kötü kadınlar vaktinde, gecenin Enkazı, tahmini hava bültenlerinde ancak okunabilecek misillemelerle Kaybederdim seni tüm mevsimlerimden mesela Kovardım seni o paslı türbelerden asırlarca... Eğer, sevdanın astarı kaktüslü dokunmuştur demesem Seni, senin bile anlayamayacağın kadar sevmesem... Kalem tutmasam var ya sevgili Şu şiaretin mahzeninde debelenmesem Gözünün yaşını katık eder Biri sadece senli Biri fondip İki ak kadeh arasında, iç ederdim seni bir nefeste... Ama kim tutardı o zaman bir nefes tokluğuna Dar gelirli, bol giderli aşk sözcüklerin ellerinden Kim tutardı Asude güncelerini Yetim kalmaz mıydı Tek çift sıralı sorgular Suçlu suşsuz farketmez maphuslar Kime kalırdı Bodoslama halikarnas anlatıları, masallar Eğreti kelime işgüzarlıkları Veya tüm yüklerin hamallıkarı... Unutma sevgili Şairler gemidir Masmavi bir gemi... Ve iyilikten güzellikten başka Kayıtlı hiç bir yükü olmaz Manifestosunda tek yük yazılıdır sevgi.... ToprağınSesi . |
Şairler gemidir
Masmavi bir gemi...
TEBRİKLER GÜZEL ŞİİR İÇİN