Kalemden Kağıda Mektup Var!.Kurtulmuş bir keklik kafesinden, kafeste kalan dünyadan umudu yok!.. Azmış bir bey, dağıtıyor ceylanı, insanlığından, yokluktan, günaha suali yok!.. Bir yaprak kopmuş dalından ‘özgürüm’ diye, evsiz, yurtsuz, yuvasız ve cansız kaldığından haberi yok… Dönmüş bir oğlana kır saçlı gelin; maziden, nefesten, acıdan, geçmişten eseri yok!.. Ana karnında sancılar yaratan bir bebe; zalimden, hainden, zamandan bilgisi yok!.. Dağlar gürlemiş, çağlayanlar azmış, denize yakın bir kulübeye ay karanlığını basmış, nasırlı ayaklarla bir kör ayaklanmış, sızıya, gölgeye, karanlığa vakti yok!.. Sıcaklığı sönmüş bir yiğit; kırışmış elleri, hayalleri solmuş, boğulurcasına öksürmekte, ezip geçiyor canı, yâri, aşkı, mezardan, yok oluştan ve ölümden haberi yok!.. Tükenmiş bir kalem; ıslak bir dilin sürtünmesinde, kesik kesik yazmakta, dağılmakta, aklından ‘tükenmek’ geçmekte, yüzyıllık bir geçmişe dalmakta, solmakta, kağıda ızdırap çekmekte, çizgilerden, canlılıktan eser yok!.. Kalemden kâğıda mektup var; Yıkılmış hayatlar, tükenmiş sevgiler, Her köşede cinayetler, kanatsız çocuklar!. ‘Sana mektubum var’ Senin beden, dökülmüş kelimelerime kinin çok!.. Turan Koca |
hep var ve zamanla büyür
ta ki fırsatını yakalayıp intikamınızı alana kadar sürer
gerekirse mahşere dek..
saygılar