Bitmeyecek Gibi
Öyle bir yer ki burası
ceketini atıp benden bu kadar diyemiyorsun mecburiyet bir karanlık gibi sarıyor her tarafını herşey yasak her adımın isyan birikintisi bir dirhem,bir dirhem daha tükeniyorsun çığlığını gömdüğün bir ranzanın soğuk demirlerinde ağlamanın bile yasak olması daha çok ağlatıyor adamı koğuş kalk sesleriyle bölünüyor uykuların elin,ayağın bir telaşın hapsinde ve hapsindesin cam bardakta bir yudum çay içememenin parayla değil, sırayla ümit etmek.../ kapılıp gidiyorsun gökyüzünün yalancı griliğine gözlerin ucuz bir sigaranın soluk dumanında uzaklaşıyor iç çekiyorsun hiç yoktan bedenin olmadık sebeblere teslim yastığının tuhaflığı, ıssız battaniyen göz kapaklarının katili bir,üç nöbetine kaldırıyor seni bir önceki tertibin titrerken yabancı elleri zulada hazır bekleyen ince bir memleket türküsü kemiriyor dudaklarını parmak uçlarına, iliklerine kadar ısınmanın endişesinde doğacak güneşin voltasındasın... ansızın rüyalarına karışıyor üst devrenin kulaklarında irkilten boğuk sesi yat, sürün, çömel, kalk... İBRAHİM YALÇIN ( 11.Bölük 5.Koğuş ) İskenderun/ HATAY 01 MART 2011 |