Kadın Kokmalı Şiir
Ressam olmayı bilmeli şair dediğin
kelimelerini rengarenk ustaca boyamalı. İstanbul kalabalığı bir şiirde hassas fırça darbesiyle kız kulesini göstermeli. Geceyi anlatacaksa önce güneşin kızıl saçlarının boyasını akıtmalı suya karanlığın esintisini üflemeli yüzümüze can penceresinden gökten ayın şavkını çalmalı yıldızların simleriyle parıldamalı dizeleri. Güneşi yazıyorsa şair duvardan süzülmeli ışık hüzmesi iliğimize işlemeli ısısı. Denizi, gökyüzünü, özgürlüğü yazacaksa kanatlanıp gelmeli mavilik martıların çığlıklarını duymalıyız iyot kousu sarmalı dört yanı duvarlar yıkılmalı o an tel örgüler sökülmeli kırlmalı paslı kelepçelerin kilidi. Acıyı, hüznü yatıracaksa dizelere burkulmalı yüreğimiz kan damlayan mısralardan. Sözcüklerle aşkı çizerken kalemi ilmek ilmek nakşetmeli kelimelerin üzerine hafifçe tül örtmeli şair mis gibi kadın kokmalı şiir. |