ELLERİNDE ÖLMEK İSTİYORUM
Karanlığı delen, sokak lambalarının ışığından görürüm
Kar yağar lapa lapa yaşadığım şehre Duygularım… Masum duygularım çaresizliğin koynuna düşer Çaresizliğin koynunda üşür, Çaresizliğin koynunda idam edilir yalnızlığım Anasından ayrı kalmış ceylan kadar ürkek Sürüden ayrı düşmüş sığırcık kadar şefkate muhtaçtır kollarım… Ne yaşımdan, ne de gücümden utanır Peşi sıra tek tek gözlerimden düşer gözyaşlarım. Ay ışığının aydınlattığı odamda Bir kolumda sen, diğer kolumda sırlarım Uzat ellerini küçük aşkım Uzat ellerini… Yüzyılın tüm günahları çeker beni içine Ruhsuz bedenlerin arasındayım… Gecenin karanlığı iyi tanır beni Karanlığı her şeyden çok severim Karanlık, tüm kirleri ve çirkinlikleri örter Örter günahları… İyi bilirim. Sen gel güneş gibi koynuma. Gün daha doğmadan Yoruldum, peşimi bıraksın gölgelerim… Nice savaşların yorgunlukları var üzerimde Üzerimde kan var, hangi savaştan kaldığını bilmediğim Ve nice acılar var omuzlarımda taşıdığım Yoruldum küçük aşkım Yıka! Bak ne kadar da kirlenmiş ellerim Koynunda erimek istiyor kanlı bedenim Uzat ellerini Uzat ellerini, ellerinde ölmek istiyorum… |