/Ben kendi yalnızlığımın kalabalığında boğulacağım/
Yeni bir dönemin başlangıcında kitapların hala kırtasiyelerde satıldığı üçüncü sınıf bir şehre hapsettim yalnızlığımı… Seni kırarak kırıyorum prangalarını ayaklarımın
Senden hiçbir iz taşımayan izbe sokaklarında alışılmış depresifliğimle bayramlarını kutluyor ruhum tüm hezeyanlarından arınmışlığın
Sana benzeme ihtimali olan tüm siluetlerden yolumu değiştirerek algılarımın yanıldığı yabancıların bana dönen çehrelerinde yaşanan duygusal kırılmalarını sarıyorum geçmişimin ve ellerinden tutuyorum gerçek yaşanmışlıkların
Geceler mi çok kısa? Karanlığına dalarken gözlerinin yerine, prozak mutlulukların bölünmüşlüğü nerede? Göz kapaklarıma düşen gölgesinden ürken uykularımın
Seni tanıyan dimağlarla hep senden bahseden dudaklarım yeniden söküyor kelimelerini hayatın ve İçinde sen olmayan şiirler yazıyorum day day duruşunu alkışlıyor ellerim parmaklarımın
İnsanların beyhude tutkunluklarıyla saatlerce, çığlığını duymamak için bendekine benzer bir sızının pür heyecan konuştuklarını görüyorum! Artık bende fanatiği oldum tuttuğum takımın
Güneşe uzanan ellerini gördüm! Çimlenen papatyaların, çiçeğe duran ağaçların, bir ahenkle aryasını fısıldayan nefesini hissettiğim baharın
kendim için bir gül kopardım. Baharını kucaklıyorum toprağın
Sabahlarda el değmiyor. Zemheri çökmüş suya… masumluğun mahmurluğunu bıçak gibi kesiyor irkiliyor bedenim … doğrulunca aynaya birden gözlerimde beliriyorsun irkiliyor yalancı cennetlerim… görmezlikten gelerek siliyorum izlerini… olanca fısıldamalarına rağmen dudaklarının ve söz etmemek için eskilerden söze vakit tanımadan hep türkülerini mırıldanıyorum uzak dağların
Bazen gri siyah akşamlarında yağmurla çıkıp geliyorsun… yağmur delisi ruhum kapana kısılmış gibi huzursuz
Biliyorum baharı bana karşı örgütlüyorsun aynaları, pencereleri, perdeleri, kapı zillerini ve diğerlerini sıkı sıkı kapatıyorum her yerini, aynalarını örtüyorum… kapı zillerine hiç kulak asmıyorum yüreğimin… kim bilebilir huzursuz bir ruh ne yapar? /çok çaresizim/ Anne kokusu arıyorum kokularında süt çocuklarının
Sigarayı bıraktım bir sabah boğulurcasına öksürürken
kahve de içmiyorum artık telvelerde de bekleme nasıl yıkıldığını gördüm! Fallarla büyütülen umutların
Dar kaldırımlarında karşılaşan yabancıların nezakete dem vurarak birbirlerine yol verdikleri üçüncü sınıf bir şehre hapsettim seni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
PROZAK DÖNGÜSÜ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
PROZAK DÖNGÜSÜ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
kitapların hala kırtasiyelerde satıldığı üçüncü sınıf bir şehre hapsettim yalnızlığımı… ......................................Denizlide kitaplar kitapcılarda satılıyor..Demekki ben 3.sınıf bir şehirde yaşıyorum
merakımı bağışlayın, buna göre Türkiye de birinci sınıf şehirler hangisi acaba
ben denizliliyim...uzun zaman oldu denizli merkezi görmeyeli gerçi işten güçten... serinhisarda ailem... denizlide de kitapçı yoksa vahim bir durum demekki... kitap kırtasiye tipi yerler değil bahsettiğim üsdat... aslen kırtasiye fakat bir rafta lise düzeyinde klasiklerin satıldığı yeni basımların 10 sene ile takip edilebildiği bir şehir... denizli büyük şehir şanslısınız ayrıca...
kALEMİNİZE SAĞLIK BU OLDUKÇA UZUN VE DOLU DOLU ŞİİRİNİZİ İKİ DEFA OKUDUM HEM İÇERİĞİ DOLULUĞU HEM USTACA KULLANILAN SİTEM VE SERZENİŞLERİ SÜRÜKLEDİ.KUTLUYORUM.SELAM VE SEVGİLERİMLE.
Yaşamak;yalnızlığında ya da gereksiz kalabalığında eğer aç bırakıyorsa ruhu,besin gerekli demektir..Şiirde çok iyi besin ki hepimiz kendimizi besliyoruz burada..