ŞEHİTLİK GÜLLERİ
Bir gül bahçesine girdim,
Dedim: Ya Bismillah. Sanki nurlaşmış binlerce yüz gördüm. Dillerde Kur’an, yüreklerde Allah. Açanı görünce kokusundan, Menekşe, gül ,şebboy sandım. Oysa güller feyz almış şehidimin kanından. Boy atmış, koku salmış onun ruhundan. Her sene beyaz, sarı, mor pembe Boynu bükük çeşit çeşit açan mine. Gençliğine doyamadan giden şehidime. Sembol ol, can ol yeryüzünde. Serildi gözlerimin önünde koca bir tarih. Canlanıverdi birden, Ahmet, Osman, salih. Dile gelse bu yerler, bu gökler. Bütün yürekler, huşû içinde titrer. Başta savaşmayı değil, ölmeyi emreden komutan. Emrinde binlerce askeri, ölüme meyden okuyan. İşte çok uzakta değil, ya beş ya sekiz adım ara. Ölmek yaşamaktan kutsaldı onlara. Ankaralı tabur komutanı Binbaşı Ahmet Zeki. Çorumdan alay komutanı Bin başı Ali Hayri. Subayı, çavuşu, neferi. Daha nice nice şehitlik gülleri. Umurbeyli Mehmetoğlu Ali henüz yirmi beşinde. Vanlı Ahmet ise yirmi dördünde. Kimi yirmi, kimi on sekiz, kim on beşinde. Açmışlar hepsi bu gül bahçesinde. Ey! Bu topraklarda son nefesini veren şehidim. İşte huzurunda sana yeminim. Ben, arkandan yetişen bir Türk seliyim. Gerekirse Yahya, Seyid, Hüseyin, Mehmet’im. (Onlara yetişemesem de kanlarıyla yazdıkları eseriyim.) Sizler, Allah’ın yüce kullarısınız. Güç ile imanın dergâhısınız. Dünya döndükçe bu bahçe varolsun. Mekanınız cennet, ruhunuz şâd olsun! 03.09. 1995/Çarşamba Bilgin ŞENGÜL NOT: Şiirdeki bütün isimler şehitlikten alınmıştır. |
şiir için TEŞEKKÜRLER değerli kalem...........