Yâd edeyim ve hasretle nefesleneyim!Ne firkatti alıp götüren, idrakime işleyen İbretin şadında akitleşen, bir hesabın vecdinde ki sualle kavilleşip gözyaşın serdeden İçimden gelen ahımı bırakıyorum, sessizliğin muvazisinde neler buluyorum, sukut ediyorum Bilmem ki nasıl gel desem, figanımı ayan edip, kalbimi sürura erdirsem, umutla yüzleşiyorum Neden gönül sahram, uçsuz bucaksızdır Ruhum figana ram eden, muhakemeyi kalbime veren, irademle imtihanımı bekleyen sırdır Mizaç nefsin, hakikat kalbin, idrak ve irfan aklın, azim ve ceht mefkûrenin feryadı deryasıdır Edep sinemi nizam etmedikçe, fikretmek kalbime istikamet vermedikçe, hasret nasıl bir gamdır Hicran hakkıyla terennüm edilmedikçe laldır Hangi yöne baksan, farkın olmayı ihmale alsan, korkularınla yaşasan, nasıl bir ilaçtır Hüzün, hamallık istemez, kalbi latiflikle berhudar olmayı ulufe bilmez, o naifleşen bir taçtır Çare, biçarelik değildir, aczi yet hangi kul için kifayet-i delildir ihsan ve ihlâs iman için vardır Ne kork ve ne de başka sineleri korkut acıdır Bilmeyen korkar, şehre demeyen takiye yapar, zerk eden nasıl bir aşk için kulaç atar, sızıdır Çektiğin resimlere bir bak, senden alıp giden zamana sevda nazarıyla ve ibretle bak, yanıktır Unuttuğun ne varsa, ardında zihninde sakladığın bizzat sadıksa, nihayetinde hesap vuslattır Düşün sana tevdi edilenleri, sana değer verenleri Sarfı nazar ettiğin binlerce kelimeleri, boğazında düğümlenen ukdeleri, emel ve ümitleri Hazan ne zaman olmadı ki, iklimler birer aşk-ı zamandı, hilkatleriyle anlamlaşan mümbitlerdi Esirgeme gözyaşlarını, gecenin mağrurluğunda sessizce kabirde yatanları kalan nice hülyaları Öte kim için vardır, aşk kalbin en güzide ahıdır Sevda hakkıyla anlaşılmadıkça, ten için dillenen oldukça, nefsi olmak için yaşandıkça acıdır Cezbe gelmek, kalbi inşirah için nizam etmek, edebi nefsinde nefeslenmek, firkattir, ne tatlıdır Anlamayanı çok görme, keramete asla bir önem verme ve gölgesinde nefesini sefil etme sızıdır Mustafa Cilasun |