ÇOK DAR
Bir ağacın altında oturmuşum,
Önümde ışıklarla süslü bir havuz, En uzak noktasında yar, Bu diyarlar benliğime dar, İnan ki hem de çok dar. Bir masanın kenarına ilişip, Küçük hayallere mahkûm ve suskun, Sessiz durduğuma bakma sakın, Yüreğimde çağlayanlar var, Bu mekânlar benliğime dar, İnan ki hem de çok dar. Bir sözcüğün arkasına gizlenip, Masunlaşarak güldüğüme aldanma, Nefesime seslenenler duymuyor, Elimde ne geleceği belli olmayan bir zar, Bu meskenler benliğime dar, İnan ki hem de çok dar. Bir gölgenin peşi sıra durmadan, Delicesine koştuğuma bakma sakın, Biliyorum beklediklerim saygıyla, Bana doğru koşuyorlar, varmaları çok yakın, Korkunç ateşlerin ortasında eriyen kar, Bu mekânlar benliğime dar, İnan ki hem de çok dar. Bir sevdanın çilesine alışmış, Onun sevincini yaşıyor sanma, Bu büyük yüreğin, küskün ruhunu, Bir şeye yaramaz, deyip aldanma, Bizim buralarda günler havadar, Bu meskenler benliğime dar, İnan ki hem de çok dar. Eğreti bir misafir, gönül bağında, Sanma sakın, köklü çınar gibiyim, Ben bana değil de, ruha seslenen, O isyankâr namelere deliyim, Nereden geldim bilemem lakin Söylenene göre adım intizar, Bu mekânlar benliğime dar, İnan ki hem de çok dar. Rafet Haznedar |