İstanbul Demli Çayım
Zamanı demliyorken takvimlerdeki sükût
Suyun özündeki sır çözülüyor demlikte Denizle bakışırken sessiz sedasız bulut Buluşur gönül ehli bir tatlı yârenlikte. Her sabah Kız Kulesi güneş ile öpüşür Oynaşan martıların sesi sarar havayı Periler kıskanırlar Boğaz’da sular üşür Gece koynuna alır denize düşen ay’ı. Çayı Boğaz’a karşı yudumlamak ayrı haz Demliğin serencamı ayrı bir ahenk alır Semaverde bir vakar dudakta sırlı niyaz Bu muhteşem anlardan bize hatıra kalır. Süzülür çay buğusu bal rengi bakışlardan Güllerin kıskandığı bir efsane gülümser Nice baharlar doğar buydurucu kışlardan Güzellik iklimine başlar yâr ile sefer. Yedi tepe üstünde yedi verenler açar Hisarlar efelenir Boğazın sularına Erguvanlar açınca nice güzellik saçar Her biri bir tak olur peri uykularına. Minareler dem be dem kurtuluşa çağırır Sükut içinde dinler mavi sular ezanı Görünmeyen bir melek ruha güzellik sırır Ayıklar gönüllerden eliyle su’izanı. Erguvan rengindeki albeni siner çaya Nisan tam da bu demde firuze kaftan giyer Sular koynuna alır aşkını söyler aya Bir masal anlatılır kulak kesilir her yer. Bu İstanbul şehrini nice beyler istemiş Tarihin kıskandığı al topuklu beyaz kız Türk’ten başka herkese bin kere hayır demiş Onu savunmak için çelik ağdan tek safız. İstanbul’da çay içmek bengisu sefasıdır Her yudum hayat verir çayı yudumlayana Çay İstanbul koynunda sevgilinin hasıdır Söylemeye gerek yok güzelden anlayana. İstanbul demli çayı bir peri suret içer Çayının buğusuna gül nefesi karışır Onun zarafetini görenler candan geçer Perilerle melekler iltifatta yarışır. 04.03.2011 İ.K |
neden böyle az yorum anlamadım