VE LADES BOZGUNDAçatısız evler gördüm sarı kurak iklimlerde düşsüz kalmış insanların yüzlerini örten çay simit aralığına sıkışmış sohbetlerde acı akarken kalbe yüzündeki boyadan kurtulan kadınlar gördüm görebilmenin gizeminde içindeki çocuk uçan balonuna takılıp kaybolmuş çocuklar gördüm şaşkalmış gözlerle etrafa kör bakarken bir kadraja sıkıştılar evde ekmek bekleyenin çığlığı beynine işlenmiş babalar gördüm çaresizliğin çelmesindeydiler vurdum duymaz serserinin de kanadığını yaşına doyduğunu gördüm üstelik ve gördüm bir dostun düşeni nasıl tutmadığını tutmayanın adının yine de dost kaldığını kahramanlığa tutuşmuş sahtekarlar gördüm üstelik toz kondurmadılar namlarına hani azıcık delikanlı olacaklardı ya onu da bir çırpıda üç paraya sattıklarını gördüm oldu denilenlerin aslında olmadığını olmazlarda sürenin varlığa ulaştığını gördüm yarınsızlıktan dem vurmuşların yarınlarını satın aldıklarını gördüm üstelik başkalarının gözyaşlarını hibe ederek arkası yarın umutlara yaslanırken tökezlemişliklerimi topladım bir araya omuz verdim hayatıma tuttum düşlerimin uzattığı oyuncağı ve lades bozgunda dilime düşense tek kelime .............eyvallah |