7
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1571
Okunma
ağır aksak geçen zaman ölü tenlere
duvarın lirik sesiydi
aklım
altında ezildi aşkın
kıymıkları batarken sevgisizliğin böğrüne
çölde konaklayan yağmurun destansı hikayesi
ve
asi bir sükuttu
bilinmezliğin göğüne yazılan
hangi masaldan çalıntı
hangi masalda yarım kaldı anılarım
varmıydılar
upuzun yollardan gelmişti oysa
bir yıldız kadar küçülerek
dudaklarında çöl susuzluğu
eflatun pınarlardan geçti
ab_ı hayat içerek
ve
hayat öptükçe inceldi saçlarında ölüm tel tel
kapısından
girmeliydi içeri aydan kopmuş bir masalın
düşleri döküldü rüzgarın kirpiğinden
tomruk tomruk
gölgesine uzandı hüznün
ve körpe toprağı alnından içti öperek
nefessiz
siyahın gizlendiği gibi geceye
unutulmamalıyım dedi
bir düşe tutunup
koşmalıydı
gök mavisi gözlerine
katran damlalar damlayınca
eylülün dalına
aşk bana kör ve sağır kokar
kuşlara vurgunken kanatlarım
içim dalgalara değer
dalgalar seni fısıldar
ve her deniz
mevsiminde coşar
ben yamalı bir gül
sen hoyrat rüzgar
okuduğum sadece bir roman
ellerimde titredi dalgalar
güvercin ürkekliğiyle seslendi dik ufuklara
ey vuslat
ey kahrımın sancısı
ey ölülerin bitmeyen masalı
kırıktı kanadı kısrakların
uçamadı
unuttum dedikçe hatırladı
hatırladıkça kanadı yaraları
anılara sığındı
ve
yedi cücelerin kollarında
ağladı
masalını yitiren dev...
5.0
100% (6)