Çaresiz
içimde cam kırığı sözcükler
boğazım düğüm düğüm mevsimsiz bir hayalin tutsağıyım sükut sığınağım sözlüklere küstüm erguvan dalları öksüz nisan eski nisan değil. kilit vurdum söz sandukasına kıyamete kıl kadar yaklaştı dizeler harut ve marut gülümsemeyi unuttu söz gümüş sükut mahduttu dedim “eğil dağlar” dağlar eğilmedi. Ayn harfini ödünç aldım Şın peşime takıldı Kaf ‘ın burnu kaf dağında kaldı. imkansızı severdi aşk bilemedim. sinemde büyüttüm o elif endamı temizleyemedim içimdeki cam kırıklarını sözcükler emanet almadı yaramı sustum hiç kimse dinlemedi sükutumdaki meramı uzak diyarlarda bir yer istedim gidemedim. yeni harfler aradım bulamadım ağzım kurudu konuşamadım adım söz bilmeze çıktı içimde cam kırığı sözcükler anlamdılar sükutum çığlıktı... Ankara,28.02.2011 İ.K |