Kirpiklerime İndiler En Uzk YıldızlarEn güzeliyle yaratılmış dünyayı en kötüye çevrilmiş zaman dilimlerinde tanıdım. Önlüğüm soluk,yakalığım yırtık başladım eğitime... Yarınları hiç öğretmediler... Köy gecelerinde gaz lambası aydınlığında bilinçsizliğim gizlenirdi ders çalıştığım defterimin uç kenarlarındaki kıvrıklarına... Ekmek sofralarında tamamlardım ödevimi Sınıfımızda odunlu sobalar vardı Odunsuz gidemezdik Dayak yiyemezdik... İlkokulu bitirmek kurtuluştu Vizesiydi gurbet şehirlerine atılmanın... En yüksek notla bitirip okulu 28 nolu koltuğuna oturup bir otobüsün Yeni bir dünyaya açtım gözlerimi ülkemin başkentinde... Ülkemin başkenti deyince ilk aklıma gelen Anıt Kabir’di Lakin ben gidemedim... Bütün varlığım çıraklığını yaptığım patronumun ellerindeydi... O kadar güçlüydü ki o ellerin parmağı Şefkat yoksulu avuç içlerinde tanıdım ilk ezilmeyi... Merhama dedim Anadolu işçilerine yaptırılmış kaldırımlara... İki taşın arasında kaçak büyümüş kır çiçeği aldı ilk selamımı!... İlk selamda ilk yolu vuruldu yüreğime sevdanın Akşamı akşam bildim,sabahı sabah... Geceler bana düştü. Kirpiklerime indiler en uzak yıldızlar... Bu hikayenin uzunluğuna biliyorum yürüyemiyeceğini Ben katıksız,ben yüreği hayatın tüm olumsuz yamaçlarından vurgun yemiş adamım Sevdanın soluk önlüğü asılı yüreğimde Yakalığım yırtık Ama yarınım belirsizliğiğin acımasız çarklarından kurtulmuş Gözlerim var artık Karanlık var yerle bir olmuş... 22.01.2011 Gebze-Kocaeli |
Kutluyorum...