Boynu Bükük Dağlar Kaldırdı Başını
o
pisliğe bulaşmış insan yutan kara bulutlardan sevdasını kurtaran adam... o ak bulutları binlerce dağlara çocuğu gibi ellerinden tutup-getiren dost yüzü... yayla çiçeklerinin küçücük kanatlarına indirmiş göz yaşını... en son karanlığa hayat bitmesin diye güneşli günler adına umudun gizli depolarında kusmuş acılarını... o en çok parlayan yüzünü bu gün getirdi. konuk oldu geri gitmesiz oturdu sofralara... ilk göz ağrısını karanlıklarda gömülü sokaklardan yitirmeden getirdi. dönüşünde; kayıp vermeyen tüm kuşların sevinç çığlıkları çoğaldı yuvalarında... o gelince boynu bükük dağlar kaldırdı başını... o gelince okul takdiri kızlar fide dikerken toprağa güneşle harmanladı saçlarını. o gelince gelişi duyuruldu çekirge seslerinde. yapraklar arası sızan aydınlıkta okundu adı. o gelince yitirdi bütün hüzünlerini rengi sarıya bakan üveyikler... o gelince tarlada verim arttı. yakın tarihe alındı bütün düğünler. ses geldi ışık göründü şafaklara serildi en mutlu günler... o gelince durdurdu kirpikler bir-bir acı akan göz yaşını... o gelince rüzgarın sesi değişti... okşadı en yumuşaklığı ile tüm yanakları... o gelince boynu bükük dağlar kaldırdı başını... |