11
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
1982
Okunma

Ayten için...
/saçlarından kavrayarak sürükledi zaman, seni kirli takvimlere...
ayrılığın ensesinde mermi bakışların, ellerinde bir bardak çayın sıcaklığı kaldı!../
I
sen
hayatımın en berrak yanı
aynı denizlere aktığım nehir
sen
mülteci sevgilim
zamana direnemeyen özlemim
yenilgilerimden silkelenemediğim;
işlenmiş bir günah kadar geç kalmışlığım
-ve ’sen dualarımın Bismillah’ısın...’
ben senin hıçkırıkların, ıssız tenhalığın
kalbinden seken bir kurşun belki de;
her fıtınana kırık bir-dalım!..
yüreğine sıkıca iliklediğin prefabrik şiirlerin
ve tipiye tutulan yorgun gülümseyişlerin...
II
’acının camlarında buğulanan hayatlardık’
silindik
silindik
de-
Meryem’in kutsal rahminde yeniden dirildik
anlatacak ne kalmıştı ki oysa-
kendimizce bir yaşamaktık;
o yaranın içinde birlikte kanayacaktık
bıraksalar bir yol gibi uzaklığa uzayacaktık...
III
bugün doğum günün...
sana bir kitap alıp, kısa bir şiir sokuşturamıyorum arasına!..
bugün doğum günün...
evimde sana büyüyen dağınık kederlerim
odamın duvarında asılı kalmış sızlayan resmin
resmine damlayan gözyaşlarım
yastığımın altında unuttuğun; yaralarını gömdüğün kitapların
ve kalbimde asılı kalmış bir kaç şiirin...
bugün senin doğum günün...
bitmenin, tükenmenin, yenilmenin çarmıhında!
bak şuramda açık bir yarasın hala...
bak işte şuramda!..
IV
ve sonra şarkı söyledim göğünü yitiren kuşlara
üstelik sen de yoktun!..
bir talan düşmeseydi payıma;
keşke!..
böyle bir başıma kalakalmasaydım!..
keşke bölüşebilseydim en çok sana ulanmış şiirlerimi
ömrümüze yapışan ayrılığın tutsaklığında;
halbuki savrulsakta hep kendi içimize savrulurduk;
yaprakları sararan, savrulan eylüllerde
hüzne inat, ayrılığa inat, yollara inat
işte böyle sırılsıklamken ay ışığını utandıran yüzünde..
V
/ağlıyor musun?
hayır
ağlayan birini taklit ediyorum!../
sensizliğin intihar boğuntularında;
yokluğuna bıçak çekip,
hayatın acımasız bedellerinde bağrıma bu şiiri basarak
şiirlerin sahte gerçekliğinde avutarak kendimi
sancılanan anıların arta-kalan kısmına sarılıyorum!..
bir sevdaya hazırlıklı olamıyor insan
hep yanlış hesaplarda!..
şimdi gelip toplasan, çıkarsan kaç ederim
aşkın matematiksel bilançosunda!
ama bu hesaplar bize göre değil sevgili...
çünkü hayatın kör kuytusunda;
yalnızlığımın buruşukluğunu ütülemeyi
ve sözcüklerle sevişmeyi senden öğrendim
yaralanmayı da!..
*
sen
de
bir
ırmaktın
hep senin olmayan denizlere aktın...
/ey sevgili!..
ben her saklanbaç oyununda iyi saklanamadım;
bu senin suçun değil...
’seni şimdi görsem-
kendimi bir yerlerden hatırlar ama asla çıkaramam!..’/
(Birdal ERDOĞMUŞ/2009)