GÜNEŞ GURUB ETTİĞİ YERDE DOĞACAK
Hüzün çizgileri belirgin her sabah
Yüzümü tırmıklayan korkulu rüyalar izinde Güneş doğarken kızarıyor utancından Güneş doğarken sararıyor üzüntüsünden Belki de bunun yansımasıdır yüzümde ki çizgiler Göz yaşları en son sığınak Damalası yere düşmeden Buharlaşıyor her gün doğumunda Çölü vaha kılan bu göz yaşlarıydı Acıların denizini kurutanda Ve umut çiçeklerinin damarına akanda Ne oldu ne oldu ki Bu gün bırakmışım kendimi tatlı uykunun kollarına Ölümüne uzanmışım rüyaları karartan yatakta Sabaha kaybolmuştu yüzümde hüzün çizgileri Oysa güneş yine kızarmış Güneş yine sararmıştı doğarken Çünkü kan bulaşıyordu ışıklarına Göz yaşlarım akmıyordu o kanın üstüne Ellerim kırılmış olabilir Göz pınarlarım kurumuş olabilir Ya sen buzdolabına mı girdin ey vicdanım Kabuk bağladın bıçak tesir etmeyecek kadar Guruba kızaran sararan yüzüyle giren güneş altında O kadar değiştin O kadar değiştin ki kendini tanımlamayacak kadar Ey büyük dünyanın küçük insanları Yer yüzünün maskeli ilahları Hayatını kan üstüne kuran kurtarıcılar Ruhları beyinleri sararak esir alan ahtapotlar Gurub ettiği yerde doğacak güneş Kızarmış sararmış yüzü gülümseyecek Bir rüzgar üfürecek Bir rüzgar ki Vicdanları uyaracak İsrafil’in suruna nefes olacak O zaman İşte o zaman mideleriniz patlayan Kanalizasyonlar gibi boşalacak Yürekleriniz bastırdığı lavların altında kalacak işte o gün Bu güne çok yakın Ve bu gün O günün işleyen parçası Güneş gurub ettiği yerde doğacak Sararan kızaran yüzünde çiçekler açacak Yapraklarında damla damla koku damlayacak Ve sönen ocaklar Ebed kıvılcımıyla tutuşacak ABDULKADİR YILDIZ |