24
Yorum
34
Beğeni
5,0
Puan
766
Okunma
Kutlu vaktin şafağındayız
Zifiri karanlık perçinlenmiş gibi
Tan ve alaca kızıl en düşük modunda
Siyah bir zar perdelemiş ufku
Kahır yüklü gecenin sabahındayız
Işık okları deliyor siyah perdeyi
Karanlık kırık dökük düşüyor alaca kızıla
Tan beyaz gelinlik giyinmiş soyunmuş grilikten
Müjdeler yüklü ışığın saçağındayız
Yıldızlar ağır ağır kayıyor yörüngeden
Dalga dalga sıcaklığı ısıtıyor güneşin
Gündoğdu gibi dönüyor çarpıyor yürekler
Aydınlık yarınların kucağındayız
Ellerde kelepçe ayaklarda pranga
Sonuna kadar kapıları açılmış zindanların
Fikir tepelerinde düşe kalka tırmanmak
Dişle tırnakla zirveye çıkmak zorundayız
Her kıtada her mevsimde her yerde
Laburatuvarlar virüs enjekte etmekte
Ateşten çember sarmalamış hayatı
Yara yara kıra kıra geçmekle imtihandayız
İçten derinleşen yara kabuk bağlamaz gibi
Neşteri vuranlar uyutur uyandırmazlar
Ameliyat masasına yatanlar nedense kalkmazlar
Hep kendisi için kendine olanların alanındayız
Kendi kendini sokarmış sıkışınca akrep
Hedef kalmayınca hedef olur kendi içinden
O zaman sarsılır zulüm binası temelinden
Gayya kuyusuna yuvarlanır tutulmaz elinden
Ay yıl değil belki gün saat saymaktayız
Bu coğrafya İbrahim,Musa, İsa’dan miras günümüze
Taif bend oldu tutamadı ışık selini son defa
Kızıldeniz yol verdi Nil bereket Fırat Dicle’den vefa
Kaç kez yıkıldı yeniden yeniden oldu inşa
Bu yolda kalan işaretlere hep uymaktayız
Bekliyoruz ufukta doğacak güneş doğduğu gün
Bitecek ruhuma çıkan zorlu sürgün
İstikbalimle zifafı çağıran kanlı düğün
Az kaldı az kaldı değil yarın belki bugün
Uyuyan devin homurtusunu duymaktayız
Ayağa kalkmasına günler gün saymaktayız
02--05--2019
5.0
100% (24)