ÇİLEKEŞ İNSANIMŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Avlunun duvarında bir tuğla düştüğünde feveran edenler yıktıkları binaların enkazına vicdanlarını gömerek üstünde zafer naraları atıyorlar
Ey çilekeş insanım
Ne kadar üşüdün şubat soğuklarında Sürüklendin telef oldun kasırgalarında Şimşekler kıvılcım saçıyordu pencerelerinde Şedit rüzgarlar uçurdu çatılarını Kapılar kapandı yüzüne Kurtlar sofrasına çekildin Döküldün dağıldın ve ezildin Pamuktan yumuşaktın demirle dövüldün Sonra sonra ve sonra El üstünde tutuldun övüldün Bal sofrasında zehirli aşa oturtuldun Hiçbir zaman Sezar’ın hakkı verilmedi Sezar’a Bildin veya bilmedin Britüsler arasında Yılanlarla aynı yatağa girdin ve sonuçta Mağdur akrepler tarafından sokuldun Senden bildiklerin kesti kapattı yolunu Belki demirden ellerinde boğuldun …………………………………………….. Şubatın yirmi sekizi kışın sonu Giydiği kuşandığı baharın donu Üşüyenler yürekleri üşüttü kan dondurdu Yirmi sekiz şubat kara şubat dün vardı Bu gün yine var yarın yine olacak Kim bilirdi her bahar şubat olacak şubat kalacak Ey şubat bu çilekeş insanım Senden ne zaman ne zaman kurtulacak 28--02--2019 |
Kalemin daim ve ilhamın bol olsun...
Tebrik ederim...
.......................................... Selam ve saygılar sunarım.