ÖZGEÇMİŞ (2)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın ÖZGEÇMİŞ 1 Şiirimde Almanya’ya kadarki Hayat Hikayemi kısaca özetlemiş idim, lütfen okuyunuz. Bir Yanlışlık olarak; İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nin Adı "Dar-ül Bedayi"
(=Bu günki Konservatuar) olarak yazılmış. "Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi" olarak düzeltirim, Efendim.
Savaş görmedim,
yaşadım yalnızca Sinemada, Televizyonda. Ne Balık Tuttum, ne Kuş vurdum, nede İnsan. Kurşun attım ama; "- DAN, DAN, DAN!" Candarma Eri olarak, Yozgat’ta. Hapse girmedim, yattım Kitaplarda Şiir ve Roman ile beraber gencecik İnsanlarla. Ölümü çok yaşadım, Dostları uğurlarken. Bir kere karşılaştım(*) Kayıkçının Küreğinin Ucunda. Tam yakaladım-yakalayacağım İt’i, bağırdı Sahilden birden Gözleri Kanlı Silahlı Biri; "-Batırırım Balıkçı seni, alma enbİ’yi Kayığına!" Çekti Küreği Karadenizin Dost Elleri, uy! Çekti-gitti, uzaklaştı Laz Balıkçı sorulu Gözleriyle. "- Olurmu? Tuzlu-Suda-Şişmiş Sıçan gibi böyle Boğaz’da boğulunurmu? Bu güzel Dünya’ya hiç Doyum olunur mu?" diye sordu bana Suda şişmiş Postallarım, içi kalın Yün Astarlı ’Beton gibi ağır’ yeşil Asker Parka. Utandım, yüzerek çıktım Karaya, güldü Balıklar. İyi Futbol oynadım, çalım attım Sahada. "Yenilgi ve Zafer’in" ne olduğunu oynayan bilir, Toto’da kazanan-kaybeden, Televizyonda-Türübünde "öven-söven" değil! Evet, ne Savaşı yaşadım, ne Adam öldürdüm, nede Ezrail’e yenildim, şimdilik! Öldüm ama 1914-17 Birinci Dünya Savaşında. Çamurlu-Hardal-Gazı’nı solurken Ciiğerlerim, eriyordu Gözlerim. Mükafat olarak sömürüldüm, Aferinle parçalayıp-paylaştı beni Dünya! Öldüm milyonlarca daha İkinci Dünya Savaşında; "Hitler Gazı" ile duşlandım Musevi İmha Kamplarında, sürüldüm Sürgüne Yarım-Asır-Boyu süründüm Sibirya’da. Bir kere daha öldürdüler beni, kovdular Yurdumdan, koydular Filistin Toplama Kamplarına, ördüler Yüksek-Beton-Duvarları Sınır olarak, yıkıldıktan sonra Berlin’dekiler. Çelik-Çit-Tel’ler bile güldü Tarihin bu tekrarına. Haksızlığı görüp, beklerken Ölümü bu yaralı-Yorgun Yürek, esti Akdeniz’den bir Yel Afro-Arap Kıyılarında. Hava zaten Gebe idi Doğruyu doğurmaya, herkes biliyordu bunu, duyuyordu acımasız Sancılarını ve mutlu Feryatlarını Anaların, Amerika-Rusya-Avrupa. Durmuyordu artık Bebek uslu, topuklayarak Ana Karnını, gerdi. Müjde İnternet’ten geldi; "- Gözünüz aydın, Kızınız oldu! Adı da YASEMİN kondu." Dindi Feryatları Anaların, Babalar ve Kardeşler gururlandı, Birileri huzursuzlandı Ocak 2011 de ve Barışın Yerini başka Feryatlar aldı. Ne Savaşı gördüm, nede Adam öldürdüm, sevdim bir-kere-daha 65 Yaşımda Yasemin’i. Bakalım ne kadar daha çekip-çarpacak bu sevdalı-yorgun Yürek, Barış Güvercini gibi çırpınarak-uçacak... Kim bilir? (*) SAYFA OTUZYEDİ DİZELERİ 8 Şiirimden Olayın Tümü hakkında Bilgi edinebilirsiniz. |