Yeter…
Yanıma gel ey yâr yanıma artık,
El gibi uzaktan baktığın yeter… Tak etti ayrılık canıma artık, Şu garip bağrımı yaktığın yeter… Bir suç mu işledim sevmekle seni, Söyle neden böyle üzersin beni. Kıskanıp yıllardır Vuslat buseni, Bir düşe bin hüzün taktığın yeter… Diyemem derdimi, sığmaz lehçeme, Hep yeis doldurdun ümit bohçama. Her bahar inatla gönül bahçeme, Istırap tohumu ektiğin yeter… Bir ömür el ele vermek dururken, Sevginin hazzına ermek dururken, Saçını göğsüme sermek dururken, Gönlüme dert olup aktığın yeter… Ne olur bakışın bir ümit versin, Muhabbet bağımda neş’e güversin. Yoksa sen bir başka yâr mı seversin, Aklıma bin şüphe soktuğun yeter… Ben zaten ezelden baht-ı karayım, Açtığım yarayı nasıl sarayım. Sensiz bir virane gönül sarayım, Kurduğum hayali yıktığın yeter… Aşkın bir ismi de keder mi bilmem, Hasretinle ömrüm heder mi bilmem. Kalbin bir gün insaf eder mi bilmem, Yarama tuz-biber döktüğün yeter… Vuslatın hayattır, hasretin zulüm, Firkate kıyasla evladır ölüm. Son bulsun lütfet de çilem be gülüm, Beynime gam mıhı çaktığın yeter… Veli BOSTANCI |
Gönülden çıkmanları olduğu gibi ne güzel aksettirmissin
ustaca teşekürler
selamlar.