Benel- Aşkısıtmayan bir güneşin ve üşütmeyen bir rüzgârın ıslıkları altında yol alıp giderken ayaklarım; Eminönü Yeni Cami’nin avlusuna getirdi. güvercinler nedense gözümün içine baka baka konuşuyorlardı. sözlerinde ruhumu okşayan gizli bir el vardı,sanki hicrana giden umutlarım aşkın kırılmayan azmi ile peydah olan düşleri dansı bir dille anlatmaktaydı kanatları..................... Marmara; tok bir sesle : -Ey aşık!gülleri sevenler, gül bahçesinde dolaşmak isteyen, dikenlere katlanmak zorundadır. nimete talip olanlar, küfleti göğüslenmek mecburiyetindedir’dedi Sağır Sultan’ın bile kulakları yosun kokulu sözle yankılanıyor. geniş bilgisi ve akıcı uslubu ile tatlı tatlı anlatmakta yüzünde bir kederin gölgesi dolaşıp, duruyordu. söylediği kelimeler , çarptıkları yere kurşun gibi saplanıyor. oturduğum yerden hırçın dalgalarına bakıyorum. gözlerim; cellâdına dikmiş bir mahkûm gibi tetikteydi. söyledikleri ruhuma alelade değil fevkâlede geliyordu ....................... sürgün âşıklar, her devirde barut fırçasından farksız sabır küpü gönüller, inadına ölümü beklemekte hicran; korkunç sıcağıyla cehenneme çevirerek binlerce gönülleri düşleriyle gömüyor.................... yavaş yavaş cami doluyor Mâşuk’un yüz çizgileri sebebi belirsiz bir korku yayılıyordu. zaman sanki durmuş. tatlı söz; her derde derman. ben de dermana muhtacım.............. Kız Kulesi; yan bakışları fırlattı. sözlerinden aydınlığı gölgeleyen bir hüznün varlığı hissettiriyordu. dudaklarındaki sıkıntılı gülümsemeyi fark ediyorum. ama ne olursa olsun candan bir bakışla onu süzüyorum. gönlüme vaat etmekte.................................. gordion 28/01/2011 |
dudaklarındaki sıkıntılı gülümsemeyi fark ediyorum.
ama
ne olursa olsun candan bir bakışla onu süzüyorum.
gönlüme vaat etmekte..................................
tıpkı güzel sözlerinin gelecek vad ettiği gibi güzel dizelerdi yüreğine kalemine sağlık
selam sevgi dua ile..