HAZAN YAPRAĞIsana uzak bir kentte mehtabın hüznü çöker yorgun omuzlarıma göğsüm sıkışır yolumun her köşesinde yutar çığlıklarımı beton duvarlar sesime yankı olsun için bir ses bulamam yalnızım kendi kalabalığımda umursamaz beni karanlıklar kendimi nereye koysam kaybolurum kapılmışım kurtulamam bahtımın rüzgârında ordan oraya - itirazsız - savrulurum bilmezsin saçının her teline bir umut bağladığımı bilmezsin en çok günün hangi vakti ağladığımı |