Terk-i diyar hicranbeni neden gönderdiğini biliyorum ya da daha doğru deyişle, neden beni gönderdikten sonra dönmemi beklemediğini biliyorsun, diyebilirim ancak bunu söylemek mi yoksa her şeyi unutmalı mıyım? bilmiyorum......................... içimdeki tüm yüksek düşlerin yerini günden güne büyüyen intihar duygusu işgal etmekte........................... hicranın ölümcül suskunluğunu bozamadım Mâşuk kulağıma eğilerek ’biliyorsun’ dedi. ’yerimde değilsin, ama beni anlayabilecek biri varsa o da sensin’. ’sende beni yalnız bırakma, artık geri dönmemin bir önemi de yok.............. Mâşuk gülümseyerek başını iki yana salladı konuştuğunda sesinde duyumsadığım o incecik tını çaresizlik miydi gerçekte de ? ’hayır’dedi.anlamıyorsun gülüm hiç bir şey anlamıyorsun vefalım. ruhun; yorgun, amaçsız ve öfkeli huzursuzluk indi şehre sanki......... dediğin gibi ben bir deliyim ama önemsemiyorum. haklı olmak seni sevindiriyor olmalı yine? yüzünde çarpılan öfke, kırgınlık ve irileşen gözlerinde sonsuz bir kederle konuştu. ’hicran sesimi/ soluğumu kesti’. vuslata can pahasına susan sözcükler.......................... ’Seni Seviyorum’ dedi bana yumuşacık bir sesle. az öncesine kadar yüzünde gördüğüm acının o soluk kesik kesen maskesini yitirmiş yerine o kararlı cancağızım gelmiş yüzümden topuklarıma kadar inen soğukluk hissettim yüreğim, uğultusunu şakaklarımda hissettiğim bir iki takla attı sanırsam zaman; süre denen o anlamsız parçalarından ayrıldı da üzerime soğuk bir yağmur gibi damla damla düşüp kendini hissettirdi bir başka acuna kayar gider gibiyim gözlerimde sonsuz girdabın yıldız ışıltıları belirdi bayılacak gibiydin nedense bir el işaretiyle yine sesi fısıltı seviyesine açmayarak konuşuyordu, vefalı durdu. gözleri yerdeydi ’rüyüdan gidiyor kara yazılı hicran’ öfkeli ve kırgın görünüyor hem aşka hem de gönüle boynu bükük ama bir tek şeyden eminim ’dedi gülerek kaldırdım bakışlarını ’hem ne kadar da özleme gebe kalacağız ki’ hicranın dünya üzerine üzerine geliyordu . aslında vuslatla kıra kıran bir savaşın içindeydi sabahın serinliğinde vefalı uzaklaşırken koktuğum terk-i diyar olmadığını tüm kalbimle biliyordum bir aşkın böyle bitmesi ne de kötüydü ilk gidişinde nezaketten uzak bir sesle fütursuzca ruhum, yüreğimden intihar duygusuyla atıldı. vefalının gözleri pusul sabahın beyaz ışığında ışıldadı ’dur cancağızım tamamen bir masaldan ibarettir, hicran sürgünü’dedim............................ ’yanıma yaklaş’ dedi mâşuk tatlı bir sesle görkemini artıran edasıyla aşkın varlığıyla güçleniyordu sanki........... hicran o anda kanını donduran bir dehşetle fart etti vuslatı........................ hicran terk-i diyar oldu............... 19/01/2011 gordion (gülözkan) |