Daha ne kadar direnir çağa gramofon Dünden günümüze hoş seda Kırk beşlik taş plakların cızırtıları Çocuk ağlamasına benziyor sesleri Seyrederken teşhir salonlarında Geçmişten kalan çocukluğumuzun yenilerini Sızlamıyor mu burnunun direği?
Var mı İzmir’de o eski fuar coşkusu Geliyor mu bayramlarda Üzerinde gül kokan kartpostal resimleri? Derin bir yalnızlık içinde tozlara mahkûm “ İstanbul hatırası” çeken fotoğraf makineleri Gezerken hurda bir hacı Murat otomobil görsen Sızlamıyor mu burnunun direği?
Haksız değil bizim kız Sevemedim Ankara’yı diyor Banu Koca başkentte Hala varoş kokuyor gençlik parkı Ankara kalesi mezbele duruyor Hatıralar yanıyor Tuzlu çayır yokuşunda Sızlamıyor mu burnunun direği?
Eskiyenleri müzelere koyuyorlar günümüzde Eskidi çocukluğumuzun en yenileri Artık hiçbir şey ifade etmiyor insanlara İstanbul’un boğaz köprüsü Şimdi deniz dibinden tüp geçitler moda Yedi tepesiyle İstanbul ölüyor, biz ölüyoruz aslında Sızlamıyor mu burnunun direği?
Her buluş eskiyor,yaşlanıyor her doğan Biz seninle biraz erken mi geldik dünyaya? Yaşayıp yoksulluğunu büyüdüğümüz çağın Son basamağına mı düştük medeniyetin? Boşuna sevinme Tacettin! Finalini oynuyoruz belki de hayatın Sızlamıyor mu burnunun direği?
Hiç ümitlenme Tacettin ! Düdük elinde Azrail’in belki de oynatmaz uzatmaları Bizi müzeye koymazlar üstelik Marifet ne bıraktık ki bizi eskiten dünyaya Biraz gülüş,biraz dostluk,birkaç şiir sadece Kim anladı sevgimizi,kim kavradı dostluğumuzu Sızlamıyor mu burnunun direği?
“ Yandı köz, tükendi söz” Bir nefes bırakabildiysek sevgi adına Boş ver koymasınlar bir müzeye ikimizi Yıllar yılı anlatamadığımız sevgiyi Nasıl anlatır heykelimiz Aldırma Tacettin Artık sızlamasın burnunun direği…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sevgi-Heykel ve Direk şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sevgi-Heykel ve Direk şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
ankara, istanbul, derken dünya kabuk değiştiryor.taşlaşma ve makinalaşma .hani biletçi ile merhabalaşma,gençlik parkında bir tanıdığa sarılıp kucaklaşma.komşuya gidip tarif sorma.yok internette var tanıdığa bayramda mesaj çekeriz.bilet ne bas akbili geç. neyse ustam benim çenem düşüktür başlamayayım:) azrail ne yapar bilemem ama tatil yapmıyor mesaisi yoğun .belki trafiğe takılır bizim buralara uğramaz hepimize dua ediyim bari:) güllü kartpostalla saygılarımı ve sağlıklı uzun ömür dileklerimi yolladım iki arkadaşa.saygılar
ÜSTADIM; NEFİS DİZELERİNİZ İÇİN SİZİ TEBRİKİ EDERİM. BURNUMUZUN DİREĞİ SIZLASA DA BİZİM ELİMİZDEN GELEN BİR ŞEY YOK Kİ... ESKİLERE ÖZLEM HALA DEVAM EDİYOR EKSİLERE ÖZLEM. AMA YAPACAK BİR ŞEY YOK Kİ ELİMİZDE ÖZLEMDEN BAŞKA... SAYGILARIMLA...
değerli dost... öncelikle sayfama onur verdiniz. uzun zamandan sonra hasbel kader gönlümün kırıntılarını bir araya getirmeye çalıştım bu vesile ilede sizlerin sayfasını ziyaret imkanım oldu kalemin daim olsun. saygılarımla . Alacadan selam ve muhabbetlerimle nuh comba
Bizi müzeye koymazlar üstelik Marifet ne bıraktık ki bizi eskiten dünyaya Biraz gülüş,biraz dostluk,birkaç şiir sadece Kim anladı sevgimizi,kim kavradı dostluğumuzu Sızlamıyor mu burnunun direği? ..........................
yüreğinize sağlık bir anlayan vardır sevginizi.........
“ Yandı köz, tükendi söz” Bir nefes bırakabildiysek sevgi adına Boş ver koymasınlar bir müzeye ikimizi Yıllar yılı anlatamadığımız sevgiyi Nasıl anlatır heykelimiz Aldırma Tacettin Artık sızlamasın burnunun direği…
yüreğinize sağlık hocam doğru yazan kalemi kutluyorum
selam sevgili şiir dostu... sabah ilk okuduğum şiir...anasayfaya göz attım ancak sevgili toynak ile gülümseyebilirim diye düşündüm (bir çok insan hüzün yazdığından) sevgili tacettin ile söyleşide birazda olsa yüreğim aralandı ama yetinemedim...
neden ? bilemiyorum ama, yaşama teslimiyet gördüm dizelerinizde yani kabullenmek gibi... oysa hayat olanaksızlara inat verilen mücadele ile anlam kazanmıyormu ? sahip olduğumuz her şeyi bir güç bize o an ikram etseydi... bir süre sonra sıkılırdık sanırım...
şiir de geçmiş ile günümüz arasında görsellleştirilen manzaralar elbette hüzünlendiriyor... biz insanlar kendi rahatlığımız için madde den ürettiğimiz makineler ile manevi yaşamı biraz daha öldürüyoruz
etkili,düşündürücü ve her zamanki gibi ders verici özellikler taşıyan dizelerdi size ve tanımasamda sevgili tacettine çok yaşayın demiyorum ama mevcut olan süreyi iyi yaşayın
Sevgili Dost, sabah sabah ne güzel bir şiirdi.Teşekkür ederim.
Allahım her ikinizede çooooooooooook uzun ömürler versin inşallah.Ecel soruyor mu ? Yaşın kaç diye dostum. Yaşı gelen gidiyorda gençler hep kalıyor mu sanki ? Allah bilir kimin kimden önce gideceğini. Gönüllerinizden sevgi, dostluk, kardeşlik, barış ve umut membağı eksik olmasın.Olmasın ki bizlerde böylesi değerlerimizden kana kana içelim. Her ikinizi de çok seviyorum.En derin hürmetlerimle.
Bizmi eskidik yoksa eskiler bit pazarına mı düştü. oysa ne güzeldi eskilerde yaşam o bizi eskidin artık diyenler o günleri bir yaşasa idiler bizi değil müzeye koymak baş tacı ederler ve ne dostluğun içine ederlerdi ne yaşadığımız bu dünyayı katlederlerdi. Hüzün değil bir bir yaşam deryası idi şiir. Ben buna güzel bir nostalji diyeceğim. selam ve sevgilerle..
Yandı köz, tükendi söz” Bir nefes bırakabildiysek sevgi adına Boş ver koymasınlar bir müzeye ikimizi Yıllar yılı anlatamadığımız sevgiyi Nasıl anlatır heykelimiz Aldırma Tacettin Artık sızlamasın burnunun direği…
son tatilimi marsta yapmadan kitmekyok arkadaşım.....harika bir anlatım kutlarım seni yine....
Biz en güzel zamanını yaşadık çağın..Hem gramofonları biliyoruz hem son teknolojik ürünleri..Elektrikli otomobiller i görmeden de gitmek yok. Ha uzaya yolculuk biletleri satılıyor satılacak...Bir toplantı ayarlasın Ansızın, uzayda yapalım... Seni de özgür bırakalım..Reklam da alabiliriz..Ne güzel olur... Öyle gidelim demek yok, daha sen hacıya gitmeden , tövbe almadan olmaz bu yolculuk..Hazırlan.. Sevgilerimle, ben espri katayım çok hüzünlü olmuş.. ESRA
Evet sevemedim Ankara'yı . Hani martı olmayınca paylaşacak ben simiti niye yiyeyim.. Hani Boğaz ın kıvrak gerdanı, adaların asaleti olamdan neden sokağın köşesini döneyim. İstanbul'un da çivisini çıkarıyorlar Toynak abim.. Demişsin ya hani tünel diye.. Balık ekmek tünelden geçen arabada yenir artık:) Yeşillerini dozerleyerek yani saçlarını kazıyarak yyapıyorlar ihanetin binin birini.
Dostluk, arkadaşlık, iyi niyet...Varsın kimse anlamasın. İnsan kendini bildikten sonra diyeceğim ama ben de duygusalım, ne kadar kendimi bilsem; kötü bir söz, kıskançlık, laf, söz, art niyet incitiyor elbet. Ama insanın bir dostu olsun nazını çeken , dünya bir yana.
AYnaya bakınca rahat mıyız? Maske takmadan ben buyum diyor muyuz? Kendimiz gibi insanları tanıma şansına sahip miyiz?
Hem ben bir dinazorum.. :)
Evet ..eskiyi seven, eski değerlere kıymet veren, nostaljik yaşayan biri olarak ben o müzeye seve seve giderim.
Değişimler olumsuz olsada Ankarayı seviyorum
Her yerde bir hatıram var