ACI HAMURUYLA YOĞURDUM SENSİZLİĞİ VE ÇARESİZLİKLE DEMLEDİM GİDİŞİNİ.
Böyle bir şiir olmamalıydı aslında
Ama işte...; diye başlayan dikenli aşk cümlelerinde seninle çaresizliği sessizce tükettim. Bağırıp,içip kendimi şişelere de mahkum etmedim...çirkinleşmedim de. Ettiğim hakaretlerse sadece kendime. Beni kifayetsiz bırakan sessizliğime oldu. Ne kadar dirensemde :yine de git dedim boynumu bükerek. Arabesk yaşamalara o kadar kızan ben ,mecnun yada kerem veya mehmet(ben) gibi insan terinin değmediği her coğrafyada aradım...git dediğim aşkı. Aradım aradım... Kelimeler takıldı kalemimde gitme ... Şiirlerde kaldı haykıran (c)anım Mürekkebe inat ağladı kalemim sadece dizelerimde diyebiliyordum çünkü gitmeleri. Kal bir kez olsun ... KAL diyememekti Ebedi, en keskin ve sivri suçum. Usulca fısıldayarak git demek oldu , dudaklarımdan çıkan o tek kelimelik aşk gibi üç harfli aşka inat acizzilğin yüklemi . GİT. Kocaman diye zırvaladığım yüreğime. Asilmiş gibi görünen sersefil sessizliğim (sensizliğim) doldu; Gitme diye haykıramayan ben Birde Erkeklik dersi verirdim. Raconlar keserdim...kendimce acizce Sevdiğine gitme bile diyemeyen ben aslında ne kadar delikanlıydım? Acıtan bir son ve daha çok acıtan sensizlikle başlayan bir başlangıcın acı hikayesi. Hayat derslerden ibaretti öğrendim tecrübe acıların hamuruymuş. Bir daha dönmiyecek olan o gün bana çok şey öğretti. Hüzünle yoğruldum beklemekle demlendim yalnızlıkla piştim... Mesela; Aslında sadece beni delicesine seven bir yürekten kovuldum. Üşüdüm,düştüm ve yenildim ... Yanılgım sana git diyememekti, Bedeliyse kocaman bir sensizlik(sessizlik)ti. Artık aciz yüreğimle bekliyorum yüreğimden kovduğum seni. İflah olmamak gibi bir cezaya mahkumken ruhum. Hak etti mi seni beklemeyi... HAK ETTİM Mİ SENİ BEKLEMEYİ MEHMET KOVANCI |