İstanbul'a hicran sarmalamakta.........ezelden ebediyete kadar varolacak bitmeyecek yitmeyecek sanılan ’aşk’ gidiyor yâr gidiyor canan gidiyor gözlerimi yaşlı İstanbulu yetim bırakıp gidiyor............................................................ ne varsa ona yoldaş etmekte................. kaldırımlarda sessiz hıçkırıklar.................... Yiğidi gül ağlatır,gam öldürür derlerya.......... abâ oluncaya kadar gözyaşı dökmek içimdeki hicranı yakıp kül zerresi bırakmak arzusundayım...................... ben seni hiç ağlarken görmedim ki vefalım.......... hep gülümserdin erkekler ağlamazmış...................... ağlamamakla hicranın siyah perelinli şövalyelerini cesur durmak mı gerek........................ susarak bensizliğin acılarını yudumlamalı ve hicrana inat dimdik yürümeli bomboş sokaklarda sence dimi cancağızım? ruhum; sensiz her gün birkaç asır uzun gelmekte ayrılığın acısı yaksa da narin yüreğim sukunluğun koynunda............................ Haydarpaşa; çoktan çığlığa gebe....................................... Çatalca; dili lâl olmuş bizar etmemekte............................ Marmara; ’yokluğunun anlaşılması uzun sürmez’dedi doğrulup başını kar kokulu gökyüzüne çevirdi gri halıda apansızın incelenen bulut katmanı yansımasıyla başının etrafında mavimsi bir melek durmakta................. hicrana açılan uçurumdan ürküyorum vefalım.................. özlem; ’gidelim ’ dedi. yüreğime İstanbul’a dönerek neşeyle konuştu. ’yeniden görüşeceğiz,merak etme kaderdaşım’. ’inşallah’ dedi , İstanbul gülümseyerek ’sahip çık narin yüreklime.................... özlem; göz kırparak elini hafifçe salladı adımları etrafı yoklayan hicranın arasında bir anda kayboldu ..................... Boğaz; orada yoktu sanki yakışıklı yüzü içtenliksiz bir tebessümün solgunluğuna büründü Galata kulesi; sığmayan susuşun çığlığı gökyüzünde yankılanmakta........... İstanbul’a hicran sarmalamakta......... 15/01/2011 gordion (gülözkan) |
Güzeldi;
saygıyla...