İLAHİ AŞK (2)
/Kimininki laftadır, kimininkisi sonsuz
Ne tuhaf yaşanmıyor, ne onunla ne onsuz/ Çiğneyip savunduğun bütün kutsal hakları Doldurur genç yaşında saçlarına akları Vuslat yakın diyerek kandırıp ayakları Başa türlü belalar aldıran aşk değil mi? Gece gündüz ağlatıp, yaşamaktan bıktıran Nice efendileri mahpuslara tıktıran Töre, adet çiğnetip, tabuları yıktıran Düşmanın kapısını çaldıran aşk değil mi? Tüm cihan şebek olsa güldürür mü habibi Diner mi kalp ağrısı gelmedikçe habibi Duymadın mı emleri kâr etmeyen tabibi Aşığı dert gölüne daldıran aşk değil mi? Ben yaşayıp tanıdım, sen halime bak tanı Öz vatanı cennete yad eyledi atanı Diriltse Hakk dinlesen şu kabirde yatanı Koca ömrü bir hiçle dolduran aşk değil mi? Gülü has bahçelerde inatla otu derip Yanlış ile doğruyu umursuzca everip Aklın idaresini kalbin eline verip İnsana saçlarını yolduran aşk değil mi? Velhasıl kurbanı çok, hepsinin kanı yerde Aşk denen bu illetin asıl vatanı nerde Bülbülün sevdasına şarkılar söylenirde Gülü bülbül uğruna solduran aşk değil mi? Yüreğin türlü türlü dertle dolar hınca hınç Kapılmaya gör bir kez ne tat kalır ne sevinç Sen sonu mutlu biten büyük aşk duydun mu hiç? Mecnunu Leyla diye öldüren aşk değil mi? gri gölge 2011 |