Bitmeyen Şarkımsın.. Yeni Edebi Akım (GÜLCE- Akrostik)
(B) ir geçmiş zaman eki dilde eski sevdalar
N(İ) cedir bülbül ötmez virandır bütün bağlar Bi(T) er kokusu güllerin dökülürken yapraklar Gel(M) ez artık ne hazin çok uzaktır ufuklar Seyr(E) dalarız maziyi sararmış resimlerden Hüznü(Y) le sarsıldığımız aşklar hangi mevsimden Geçmey(E) cek sandığımız yıllar uçup giderken Bitmeye(N) bir şarkıdır şimdi o hatıralar (Ş) eyda iken gönüller yârin narin yüzüne Ş(A) vkı vururdu ayın hayaller denizine Sa(R) ılırken mehtapta sevgilinin beline Baş(K) a bir büyü dolardı gecenin ahengine Yakt(I) ğımız mektubun ucundaydı umutlar Sevda(M) ızın gücünden dize gelirdi dağlar Salkım(S) öğüte değil bir tek güleydi aşklar Yasland(I) ğımız sevgilinin göğsündeydi dünyalar Anılarda(N) kalanlar şimdi masal oldular.. Meral Adak SaygıdeğerHocam Mustafa Ceylan’ın Bitmeyen Şarkımsın Şiirim hakkındaki değerli görüşleri ve bu tarz hakkında ki açıklamaları için kendisine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.. Mustafa Ceylan; Işığınız hiç sönmesin.. Meral Adak.. Mustafa Ceylan/ Yeni Edebi Akım GÜLCE nin ÖNCÜSÜ.. AKROSTİŞ; Bir şiirde verilmek istenen mesajın MISRA BAŞIndaki HERFLER ile verilmesi esasına dayanır. AKROSTİK ise; Mısra başındaki mesajın mısra başında değil de, düzgün ve düzenli bir şekilde mısra içinde gizlenmesidir. Meral ADAK; ((BİTMEYEN ŞARKIMSIN))) mesajını şiirinin mısraları arasında yukarıda görüldüğü gibi, büyük HARFlerle de işaret ederek ortaya koymaktadır. Bu tarz, GÜLCE EDEBİYATAKIMI’ nın önerdiği 19 değişik şiir türlerinden birisi olan AKROSTİK türüdür. AKROSTİŞ veya GÜLCE’ nin önerdiği AKROSTİK, özellikle ORTA ASYA’da SÖZLÜ EDEBİYAT DÖNEMİ’nde ÇİN KAYNALARI’ndan edindiğimiz bilgilere göre, MISRA BAŞI KAFİYECİLİĞİ ile birlikte gayet mahirane bir şekilde bizim ulusumuz tarafından kullanılmıştır. Turfan Kazılarında ve halen Britişş Müzeum ve Berlin müzelerinde bulunan Uygur eserlerinde ki bunların transkripsiyonları yapılmış ve şiir kaynağımıza başta Reşit Rahmeti ARAT tarafından ve çeşitli araştırmacılar tarafından kazandırılmıştır. Bu çalışmalar; A.Von Gabain(Alttürkische Grammatik’de transkripsiyonu, Reşit Rahmeti ARAT(1959-Eski Türk Şiiri) ,Şinasi Tekin(1969) ve en son olarak da, metin bakımından Ahmet B. ERCİLASUN(1985) ,F.Sema BARUTÇU(1994) ve Gerhard Doerfer tarafından işlenip yayınlanmıştır. Dememiz o ki; Türk Şiiri köklerini bin yıllar öncesine uzatarak MISRA BAŞI kafiye yapısı ve akrostişi-akrostiki mükemmel olarak kullanmış ve kullanmaya devam etmektedir. Adını bilebildiğimiz ilk şairlerimiz ÇUÇU ve APRİN ÇOR TİGİN’in ruhları şad olsun ki, onların ışıklarını meşale yapan günümüz Türk Şiirinin gerçek sevdalıları yollara düşmüşler ve GÜLCE EDEBİYAT AKIMI adı altında çalışmalar yapmaktadırlar. Meral ADAK, GÜLCE’ nin öncülerinden... Bu AKROSTİK de onun bu geleneği hakkıyla yürüten, hattâ mısralarını imgelerle de dokuyabilen bir şair - bir öncü olduğunu ispat etmektedir. Tebrikler... Mustafa Ceylan. |