Nerede Şimdi Kor Ateşin Hicran
güneşin doğuşunu seyrederken
nereden bilebilirdim ki mâşuğun pencereden baktığını sabahın harika ışığı pırıl pırıl yüzünü aydınlatırken yüreğimi denizden esen meltem ferahlattı günlerdir içe dönüktüm hem huzursuz hem de kektim.......................... masmavi ; hafif bir çırpıntıyla çalkalanan tuz ve yosun kokulu denizin koyulaşan tabakalarında raks ederken göksel renklere baktım..................................... İstanbul’un başı döndü bir anda............................... Eminönü İskelesi; deniz kuşların cüretkârca çığlığında.................................. Pendik başını kaldırdı öyle bir baktı .......................... renkleri belirsiz gözleri kan çanağına dönmüş yalnızca salya /sümük ağlıyor anlamsız sesler eşliğinde özlem düşlerinde acı bir şekilde uyanmış aşkın ayaklarına kapandı ağladı ağladı uzun süre sefîl halimize baktım usulca diz çöktüm mâşuğun yüzünü iyice yaklaştırdım "aşktan ne kadar da korkuyorsun?"dedim.......................... nefessiz kalmış yüzü ilmek misali mordan karaya doğru dönme döngüsünde ölümü unuttuğu sandığında cürmün gözlerinin önünde birden geçerken tir tir titremekte........................... Haliç"in ilk defa samimiyetiyle tanışıyorum....................... Ey Hicran! aşıklara saldığın tüm o dehşetin sana geri döneceğini hiç mi hesap etmedin? ne kadar de sevdin şimdi şefkat bekleyesin ne kadar sevildin ki şimdi sana insaf göresin nerede şimdi kor ateşin....................................... 11/01/2011 gordion (gülözkan) |
kalemine yüreğine sağlık kalemkar dost.