YABANCI ELİnanmazlar anlatsam şu öykümü. Yarı gece bir el böler uykumu; Boğmak ister! Azam bana soyka mı? Ne post söyler ne de yatak, kır kaban; Dolanıyor vücudumda bir yaban! Mazi oldu, ben de sıhhat afiyet. Maraz buldum kök salıyor zafiyet. Kâr etmedi doktor ilaç keyfiyet! Ne aft çıkar ne de çapak, ur, çıban; Dolanıyor vücudumda bir yaban! Baş kıyamet talan etmiş dağımı. Koparmışlar dirlik birlik bağımı Düşman beller! Bilmez solum, sağımı. Ne dost tanır ne de yapık, er, yâran; Dolanıyor vücudumda bir yaban! Zifir taşır çürük kokan nefesi Kırmak ister can doğuran kafesi; Benim değil sanki elin efesi! Ne taht bilir ne de göbek, zir, taban; Dolanıyor vücudumda bir yaban! Kaçınılmaz ihanete sirayet! Fersah fersah çekiliyor dirayet! Yok oluyor öz yurdumda variyet! Ne çit korur ne de köpek, bir çoban; Dolanıyor vücudumda bir yaban! Dert değil mi? Kemiriyor düşümü! Talan edip dağıtıyor işimi İçim rahat, nasıl yerim aşımı! Ne çift kalır ne de çubuk, kör saban; Dolanıyor vücudumda bir yaban! Kangren olsa kökten keser atardım! Gözüm bilsem para pulsuz satardım! Derdim yok der hiç kaygısız yatardım! Ne kut solar ne de bebek, gür fidan; Erdemoğlu dolanıyor bir yaban! 30.06.2006 10:05 03.07.2006 09:58 Salih ERDEM / AYDIN |