Olan oldu, Gördün mü?
Hep hayal ederdim, bu manzarayı,
İnce, sahil kumlarının üzerinde, otururken, Gök ile deniz, aynı çizgi de buluşurken, Hırçın dalgalar vururken, kıyı kayalarına, Ve kayalar direnirken her darbeye, Merak ederdim, nasıl aşınır taşlar delik delik diye. Üstüme yıkılacak sanırdım, mavi gökyüzü, Olan oldu gördün mü, mavilik üzerimi örttü, Kumdan çıkan yengeç, tenimi nasıl da dürttü. Tsumami hayallerim, dalgalardan büyük, Birileri kazıyor içimi, sanki kalbim höyük, Meğer dört odacıktan ibaret değilmiş kalbim, dalgalardan sönük. İşte, olan oldu, gördün mü? Yer çekimi düştü. Atmosfer katmanları, aldı bu görevi denizi içti. Doğurdu yer kabuğu, magma yerinden kaçtı. Kıyamet mi koptu acaba, her şey hayalle mi sınırlı, Ayaklarım değmiyor ki suya, bu nasıl bir yanılgı, Girdap çekmiş denizi, yüzey kumlarla kaplı. Güneş kaybolsa şimdi, bıraksa yerini bulutlara, Yağmur doldursa, tekrar ürese deniz, Olan oldu, gördün mü, demesem anlamsız umutlara. Fizik kanunları, arapsaçı misali, Atomlar ve protonlar yerlerini şaşırmış, Çekirgeler, arı gibi, polenleri çiçeklerden aşırmış. Bir karmaşadır gidiyor, ne oluyoruz böyle, Rabbim, düzeni mi bozdun, yoksa söyle, Akıl sağlığım mı bozuldu, durup dururken öyle. Her şey böyle olsaydı diyorum, ne yapardı insanlar, Gidecek güvenli yer bulamazdı tüm hayvanlar, Takvim yapraklarında, Mart’tan sonra gelmezdi Nisan’lar. Kadınlar ve erkekler, hemcinsiyle sevgili oluyor, Bu düzeni, yaratıcı değil, hep insanlar bozuyor, Doğru sorulara, yanlış cevapları altın tepsi de sunuyor. İnsanoğlu bu, temiz su da kirlerimiz çıkıyor, Kirli suyu, temiz diye içiyor. Alınterini, haramlarda saçıyor. Bu gidişle başlarımızı, yer altına sokacağız, Köstebekler misali, topraklarda duracağız, Böceklere hükmedip, saltanatlar kuracağız. Nezih bir dünyaya, yaydık arsızlığı hayayı, Hiç umursamadık, kader ile kazayı, Aymaz insan, koydu kendine göre yasayı, Olan oldu gördün mü? Unuttuk insanca yaşamayı. |