O GECEYİbaşını göğsüme yasladığında gecikmiştik eskimiştik göğsümle sen arasında yıpranan zaman gibi çünkü yaşananların bizde bir toplamı vardı artık bir ismi de vardı üstelik sırtında durduğumuz akrep arsız bir takatle ilerlerken, birimizin o sırttan kayıp o toplamın içinde kaybolması yani umurumuzda duran o en siyah ihtimal güzel olacak diye avunduğumuz muammaya akarken -yalnızlıktan korkuyorsun -korktuğum bir gün yalnız kalamaman ve beni -nasıl unutacağım seni -nasıl unutamayacağını düşün nasıl hatırlayacağını istersen bu geceyi kendinle götür bir kaç oksijen deliği birkaç kan yolu aç renginde -yani ömrüm hep kanamakla mı geçecek. -giden sensin,unutma akrebin sırtında kanayan bir duruşun olsun diye ıslatmadım göğsümde çatlayan dudaklarını düşlerimi gecenin renginden tek-tek söküp uyudum uyandığımda hala sen ve gece ben bir kaç şarkı mırıldandım kulağına bir kaç sigara içtim boş şeyler konuştum durmaksızın ağır şiirler ağır hüzünler okudum ben sen uyurken . . . . . geceyi alıp gittim |