Seni Anlatma Çabası...
Nasıl anlatayım bilmem ki?
Uzaktaki küçük adamın Altı koyunu olduğunu Altısını da evladı gibi sevdiğini! Nasıl anlatayım? Nasıl? Kırmızıdan bozma namussuz bir turuncuya bürünmüş Güzel gökyüzünü! Nöbet kulesindeki demir parmaklıklara Sıska bir anahtar ile; “Hataylı” “Azap” “Yeraltı” Yazıldığını. Kanatları açılınca şarap rengi gövdesi görünen Küçük kapkara kuşları! Uzaktaki kırlangıç bulutunu! Tepemden kendini ara ara bırakıp Uçarak geçen duman rengi kumruyu! Hiç ses çıkarmadan ağır ağır ilerleyen Uzaklardaki hareketsizliği büyük tekerlekleri ile bozan Gariban traktörü! Bulutlardan fışkıran güneşe her baktığımda İçime dolan sonsuz huzuru! Gurbetlik halimi! İçmediğim halde canımın çektiği Hayali tabakamdaki sarı tütünü! Beyaz burunlu toprak renkli atları! Çöp kutusuna düşen siyahlı beyazlı yavru kediyi! Başçavuşun ağaca bağlı aç köpeğini! Ve kafamı sağıma soluma her döndürdüğümde Gördüklerim karşısında, yaşıyor olmanın Tüm bedenimi saran tarifsiz mutluluğunu! Nasıl anlatayım size? İçinde insanların kardeşçe yaşamasını ümit eden doğayı, İnsanları, geceyi ve günü ölesiye sevdiğimi! |