KALECİLİK
Hiciv ve tebessüm niteliğindeki bu dizeler tüm kalecilere ithafımdır…
Geçmiş gün, gönlümde bir gün filede Bekçilik sevdası yer aldı gitti. Senelerdir bekliyorum kalede, Tecrübem birikti, yıl oldu gitti… Ama ne tecrübe, dostlar dinleyin Ya gülün, şaşırın ya da ağlayın. Ne olur bir kez de bizi anlayın; Kaleci günahkâr kul oldu gitti… Bir şut çıkardılar, hızlı ışıktan “Kesin gol” dediler, çeldim eşikten. Beş dakika sonra yedim beşikten, Takım bana küstü, el oldu gitti… Çizgide bekledim, bel altı oldu, Açıldım olmadı, penaltı oldu, Onuncu dakkada gol altı oldu, Yediden sonra gol sel oldu gitti… Kademe felâket, diziliş yamuk, Centilmenlik sıfır, darbeler tomruk, Defansta patladı bizim çift yumruk, Takım hep döküldü, tel oldu gitti… Kapatalım derken artık “garajı” Yanlış yere kurduk koca barajı Sonra alamadık tabi virajı Top çatala doğru yel oldu gitti… Rakip, bir “pis burun” vurdu yürekten Bizim kale önü farksız duraktan Allah’a çok şükür, döndü direkten Bu kez de dönen top gol oldu gitti… Yan topa çıkmıştım, elim boş geldi, Karardı gözlerim, saha loş geldi, On birinci gol de geldi, hoş geldi Deneyim, kariyer kül oldu gitti… Tek ben de kusur yok, at suçu sen, at! Takım oyunudur futbol bir sanat Ne yazık ki çürük çıktı sol kanat, Sağ kanat şutlara yol oldu gitti… Bir zaman gelmişti, panterdi adım Transferde tektim, bitti miadım Sonradan attılar hep geri adım, İsmim “ambar önü dal” oldu gitti… Hikmetî, olmadan bacaktan, koldan Vazgeç bu sevdadan, vazgeç bu yoldan Zaten ne anlarsın toptan, futboldan Aklın firar etti, del oldu gitti, Hayatın bir garip hal oldu gitti… Hikmet Nazlı |