Güneşin Aşkı
Dediler ki bir gün Güneş’e
“Gecelerin bir sultanı var Gümüş renkli saçlarını Sabahlara kadar Yıldızlar tarar. Denizler, göller Kavuşmak için sultana kabarır Yıldızlar açar avuçlarını gün boyu Bir sessizlik içinde vuslat diyerek Allah’a yalvarır. Öylesine güzeldir ki Türküler, şarkılar ona söylenir Her aşığın gönlünde o yatar Akşama kadar gökyüzünde O beklenir.” Bir delice aşka tutulur Güneş İçin için yanmaya başlar Tutuşur yüreği Ateş olur, fışkırır hıçkırıklar. Dayanamaz sonunda ayrılığa “Getirin” der “sultanı” Haberciler yollara düşer Ulaşırlar akşam üstü aya Ay ise Yüzünü dönmüştür dünyaya. Güneşi anlatırlar, Sevdasından nasıl yandığını, Şiirler okurlar mehtapta, Satır aralarına koyarlar Güneş’in nasıl bağlandığını. Kız evi naz evidir ya, Ay önce nazlanır, Sıcaklığını düşününce güneşin Kalbi yumuşar, Güneşe sevdalanır. Bir başka parıldar geceler boyu En güzel hasret şarkılarını söyler Çok çok uzaklarda güneş Hiç bıkmadan Sultanı dinler. Yağmur olur gözyaşları bazen Bazen hasretinden kurur, küçülür sultan Sonunda dualar yerine varır Kabul görür arzular Acır, kâinatı Yaratan. Karar verilmiştir Güneş, sultanı hasretiyle sarıncaya kadar Zaman zaman kavuşacaktır Bunun dışında bu iki sevdalı Hep uzak kalacaktır. Bir gün vuslat gelir ve güneş Ayın on dördü gibi bir sultan görür Nasıl olmuşsa olmuş O güzelim sultan Yüzünü güneşe dönmüştür. Hemen yakalar gökyüzünde sultanı, Sakinleşir, alevleri söner Dünya kararır utancından birkaç dakika Sonra vuslat biter, ayrılık başlar Hasret araya girer. Eller birbirinden uzaklaşır Vuslat bir dahaki sefere kadar Artık Sadece Bir hatıradır. Turgut Uzdu (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |