Âşıklar
Gönlün Sırat Köprüsüdür gözler.
Âşık aşığı görünce bakışlarını saklar. Kalp, kan pompalamaktan başka iş bilmezken, Bir gelincik çiçeğine döner. Birbirine gönül verirken, Aşkı sevdiğinde somutlaştırır âşıklar. Biri parola diğeri işarettir, Ayrı ayrı kifayetsiz kelimeler, Birlikte cümle olur onlar. Biri üşüse diğeri titrer, Yağmurla toprak misali lisanlarını anlarlar, Her şey şiir gibi, Birbirine kafiyelidir âşıklar. Yasakla sevmek tanışmamışlar, Sevgi engelleri eriten enzimdir, Böyledir depreme dayanıklı sevdalar, Kalpleri birbirine itekler, Seven, kendinden sevdiğine sapar, Başkaları akıl verirken Onlar birbirinin aklını alır, İşleri yanına hep zarar kalır, Gönlünün kuyusuna Yusuf’luğu atılır, Aşkı kovalarken, yaşamaktan kaçar âşıklar. Geçmiş zaman dese de dil bilimciler, Aslında geçmemiş zamandır kimi şeyler, Dalgındır gözleri duvardaymış gibi resmi, Kalplerinde aynı fon müziği çalarken, Maziyi günceller, saatceller, dakikaceller, saniyecellerler. Daima dudak payı kadar aradaki aşkbirimi mesafe, Biri ayrılık alırsa diğerine bedava, Bazen firkat ile evlenir âşıklar. Âşık olunca yeniden çıkar şarkılar, neşeler, gamlar. Kalplerini yolar zaman, Seviyor-sevmiyor Seviyor-sevmiyor... İyi ağlar son ağlayan, Aşkın meziyetleri İsrafil’in nefesini keser, Boşken bile taşar âşıklar. Aşk kıra kıra kalplerine şekil verir. Darılmaları virgül yapıp sevgilerini uzatırlar. Yansalar da çıt çıkmaz, Zira birbirlerine doluyken boş verilmez, Velhasılıkelam, o narın oluşturduğu gölgelerinde elleri tutuşur. Kim bilir daha tanışmadan küserler, Öyle ya; kalbini kırdıysa bir kısmını kendine hatıra alabilmek içindi. Aman! Sebepsiz ara bozabilir anlatım bozuklukları, Ve bir aşk çok yanlış götürür, Tartışırken bile el ele yürüyün âşıklar. Sefa MERT |