Okuduğunuz şiir 20.12.2010 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
İntiharın Eşiğinde İstanbul
o gün gecenin en karanlık saatinde en ağır şizofrendi iskele dalgalar sarhoş şarabın bile tadı yokluğunun buruk lezzeti ki dudaklarımda
dilleri dönmüyor ayyaş bütün gemiler gariban bir kayıkçı sızmış zenginliğinin tek göstergesi o teknede
yakamozlar dolduruyorum tabağıma şimdilerde meze niyetine.... saçı sakalına karışmış evsiz bir vapur kör bir ustura gibi bileklerini kesiyor o dilenci marmaranın
bir intiharın eşiğinde bu gece istanbul...l çıkmış köprü üstünde küfürler savuruyor arsızca üstündekilere..
sana sesleniyorum barlar sokağında üzerine atlayıp katlediyor yaşlı yosmanın geceden kalma kahkahaları
arnavut kaldırımları sayıyorum ayaklarını öpenlerin hepsini bağrına çalıyorum denizin... kancık bir kurşun yemiş gibi inliyor ciğerlerim kadehime denizin kanını dolduruyorum bileklerinden akan ve öyle içiyorum bu gece
kulaklarımda sevdalı zamanlarından kalan sesler bir bir çıkarıyorum hepsini öpüyorum şehvetle
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İntiharın Eşiğinde İstanbul şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İntiharın Eşiğinde İstanbul şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Aşk'ı yaşamak ve de anlatmak en güzel de canım İstanbul'a yakışıyor,ikisi yanyana o kadar şık duruyor ki intihar olmasın be üstad inadına aşkolsun aşkolsun.
Taçlandırılmış başarınız ben de tebrik ediyorum.Sevgilerimle.
Aşk zaten bir intihar değil midir yüreğini bir ipe çekersin karşında ki ya tekme vurur tabureye yada kendini de çeker ipe ama eninde sonunda biri vuru tekmeyi diğeri asılır ölümsüz kalan bir aşk yoktur be
aşk ve istanbul bir köprüden yuvarlanan sarhoş akşamlar ki gidip başka bir güzelin saçında durmuş ,belli ki yeni başlangıcın şarkısını söyler belki martılar
Yusuf HAYALOĞLU'nun (BİR İNTİHAR GİBİ başta olmak üzere...) etkisinde kalınarak yazıldığını gördüğüm bu güzel şiirinize gölge düşüren, hemen göze çarpıveren, değinmeden geçemeyeceğim bazı şeyler var, dizelerin yanlış yerlerden bölünmeleri gibi… Örneğin:
“saçı sakalına karışmış evsiz bir vapur kör bir ustura gibi”
“bileklerini kesiyor o dilenci marmaranın” “saçlarını yerleştirdim istanbulun”
İlk iki dizenin yanlış yerden bölünmesi, anlamı olumsuz yönde etkilemiş. MARMARA ve İSTANBUL özel isim… Büyük harfle yazılır, NIN ve UN ekleri ayrılır. Başlıkta büyük harf kullanılmamış olsaydı, diyecektim ki kural tanımıyor.
Noktalamada da durum aynı… Genelde kullanılmadığı halde olmaması gerekenlerle sonlandırılan dizeler var; iki, dört, beş tanesi yan yana dizilerek…
Öncelikle teşekkür ederim evet kuralsız yazıyorum genelde ama bu arada belirtmek istediğim Yusuf Hayaloğlu'nun şiirini gerçekten bilmiyorum Saygılarımla.... Teşekkürler değerli eleştriniz için
farklı bir İstanbul şiiri harika imgeler ile bezenmiş okurken haz aldım ve fon şiir ile bütünleşmiş kanımca ben beğendim karamsarlık ile yoğrulmuş olsada harika bir şiir dökülmüş kaleminizden yüreğinize sağlık