sessizliğin yakısında// kül rengi yanaklarıma dokunurken rüzgarın nefesime prangalanıyor adın // kekik kokulu dağların efkarında hüzün çiçekleri açarken alaca karanlığın isinde sesine düşüyor ilk cemre tınısında aşkı müjdelerken kızıl nehirler gök kuşağının sekizinci renginde sağnak sağnak ıslanır mevsimler göğsünde kurumuş aşkların kıblesinde yüreğimin sesi ram olurken sana gölgeleniyordu zaman zaman önüme seni bıraktığında meçhule giden iki yolcuyduk ve sustuk kağıttan gemilere düşler yazdık meriçin koynunda uyurken diclenin sularında yıkandık ve küskün dudaklarımız güneşe dokunduğunda yakıldık !! şimdi gözlerimden karanlıklar öpmeden efsunlu rüyalara değmeden kirpiklerim tarumar edilmiş ellerim gezinirken yüzünün atlasında aynaya bakıyorum her gece boy boy uzarken çığlıklarım bir çentik daha atıyorum sessizliğin yankısına ...// ve ruhum sızarken ruhuna bir türkü yakıyorum genizimde ezgileri çalınmış dudaklarımla //... |