Mavi ve SiyahMavinin koynundayım, ve koynunda mavinin, Sır perdesi içinde, bir hayâl görüyorum. Hüzün serenâdında, ağıt yakan râvinin Yanında dalga dalga, cismimi sürüyorum Gecenin gözyaşları, düşerken avucuma., Ben bende değilim ha, aklım bir yar başında. Deniz yosunlarıyla, köşk yapsam göz ucuma, Nihavendi bir şarkı, söylese yâr başımda. Sanki deniz yanıyor, kulaç attığım yerden, Bilinmez diyarlara, sürükleniyor gövdem. En giriftâr suali, tâb ettiğim eserden, Boynu bükük çıkarak, uzaklaşıyor gölgem. Ruhum bana yabancı, yabancı bana hancı, Keskin bakışlarıyla, söktü kafatasımı. Kim yerine dikecek, ya da hangi yorgancı, Çuvaldız batırırken , alsa içten yasımı. Sükût prangasında, beynimi yakan sızı, Mavilerle baş başa, sırdaş olduk ikimiz. Ve gittikçe artıyor, feleğin omuz hızı, Meğer dağdan ağırmış, fikir denen yükümüz. Gözlerimle denize, misina atıyorum, Çıkan ümidim değil, boynu bükük bir balık. Makberî’ce son defa, bakarken batıyorum, Karaya vurduğumda, beklesin kalabalık.. ___________ Makberî Râvi= söyleyen, rivayet eden |