NAZLI HİLALİM
Bu, ne celallenme, nazlı hilalim?
Sana kurban olsun canım, helalim! Gölgende ezanlar okur Bilal’im; Güne celallenme nazlı hilalim!... Kaş çatma, gül, yüzün hârelenmesin; Köpürüp alından kürelenmesin; Kirli, kem bakıştan berelenmesin; Buna celallenme nazlı hilalim!... Irkımdan soğuma, rengin solmasın, Yıldızın parlasın, gecem olmasın, Yanına, yörene ağyâr dolmasın; Yöne celallenme nazlı hilalim!... Başım üzre dolaş, gezin güzelim; Hep sana hasretim, doymuş değilim! Seni ötelere taşırsa elim, Bana celallenme nazlı hilalim!... Sen benimsin, benim, Türk Milleti’min; Bize emaneti kutlu yetimin. Özüsün, ruhusun milliyetimin; Cana celallenme nazlı hilalim!... Sen varsan, dünya var, Türk var, ben varım; Sensiz soluyamam, nasıl yaşarım? Gül, süzül haşre dek, fedadır varım; Sona celallenme nazlı hilalim!... Dalgalan, kıpkızıl şafaklar gibi, Bütün şehitleri kucaklar gibi, Zaferin, huzurun, şevkin sahibi; Kan a, celallenme nazlı hilalim!... Hürriyet senindir, gök, yer senindir; Burçları süsleyen gönder senindir; Kalbime bir darbe, istersen, indir; Düne celallenme nazlı hilalim!... Sen gökte yüzdükçe bu vatan güzel; Aydınlık ufkuma nur katan güzel; Ey beni sevinçten ağlatan güzel; Yine celallenme nazlı hilalim!... Yine celallenme nazlı hilalim!... |